Büro Emekçileri Sendikası Çorum Şube Başkanı Ertuğrul Alper, “bugün TBMM’de kasım ayından bu yana süren 2013 yılı bütçe görüşmeleri maratonu son bulacak, AKP hükümetinin ülkenin emekçilerinin, yoksullarının taleplerini yok saydığı hatta kazanılmış hakların kaldırılmaya çalışıldığı, bunun karşılığında bütçenin önemli bir kısmının askeri harcamalara ve faiz ödemelerine ayrıldığı 2013 yılı bütçesi hükümetin TBMM’ deki çoğunluğuna dayanarak yasallaşacak” dedi.
Bugün Defterdarlık Önünde bir basın açıklaması düzenleyen Büro Emekçileri Sendikası Çorum Şube Başkanı Ertuğrul Alper, “Bugün günlerden 20 Aralık 2012 bundan tam 18 yıl önce yani 20 Aralık 1994 yılında yaptığımız nerdeyse kamu çalışanlarının tamamına yakınının katıldığı görkemli grevimizin de yıl dönümü… 20 Aralık 1994 tarihi kamu çalışanları mücadelesinin ve taleplerinin karşısında hiçbir gücün duramayacağının dosta düşmana gösterildiği gündür aynı zamanda” diye konuştu.

BU BÜTÇE EMEKÇİNİN BÜTÇESİ DEĞİLDİR, DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR! 
Mecliste görüşülen bütçenin emekçiler ile yakından uzaktan ilgisi olmadığını ifade eden Ertuğrul Alper, “Vergi yükü dolaylı vergiler yolu ile emekçilerin sırtında, servet geliri üzerinden alınan vergi ise 0! 
Asgari ücret açlık sınırının altında! 
Eğitim ve sağlık hizmetleri ticarileşti! 
Bütçenin vergiler kanalı ile gelirleri artıyor, fakat halka yine bütçe yok! 
Bu gün mecliste oylanan, 
Bu bütçede grevli toplu sözleşme mücadelesi yürüten kamu emekçileri yine yok. 
Bu bütçede 739 TL’ye mahkûm edilen milyonlarca asgari ücretli yine yok. 
Bu bütçede kıdem tazminatı gasp edilmek istenen işçiler yine yok. 
Bu bütçede gübre parası bulamayan çiftçiler, köylüler yine yok. 
Bu bütçede vergi yükü altında ezilen küçük esnaf yine yok. 
Kısacası Bu Bütçede İnsanca Bir Yaşam Sürdürmek İsteyenler Yine Yok. 
Peki, ne var bu bütçede? 
Yine sermayeye teşvik, rantiyecilere kıyak var. 
Asgari ücretten vergi kesintisi var. 
Tüm kamu hizmetlerinin tamamen paralı hale getirilmesi var. 
Eğitime ve sağlığa değil silahlanmaya ayrılan payın artırılması var. 
Daha birçok şey sayılabilir. Ama bunlar bile 2013 yılı bütçesinin geri çekilmesi için yeterlidir” diye konuştu.

ARTIK YETER! 
Kaynakları halkın cebinden toplayan, halka değil, savaşa, gericiliğe, rant çevrelerine dağıtan bütçeye artık yeter! Ücret hakkımızı, sosyal güvenlik hakkımızı, kıdem tazminatımızı, bugüne kadar yoğun mücadeleler ile kazandığımız haklarımızı lağveden bu soygun, her yıl olduğu gibi yine bu yıl da aynı anlayışla karşımıza çıkartılıyor. 

ARTIK YETER! 
Bu bütçe emekçinin, halkın bütçesi değildir! Bizler, savaşın, rantın, dinselleştirme projelerinin maliyetlerini ödemeyi reddediyor, dayatılmaya çalışılan bu bütçeyi kabul etmiyoruz. 
Bakan Gerçekleri Söylemiyor! 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2013 yılı bütçe sunuş konuşmasında yine gerçekleri tahrip etti! 
Yoksulluk sınırının altına sürüklenen milyonlarca emekçinin gözlerine baka baka yaptığı açıklamada ''İktidara geldiğimizden bu yana kamu çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz'' diyen Şimşek, adeta emekçilerle dalga geçti. 
Gerçek enflasyonu gizleyerek, hayat pahalılığının üzerini örtmek isteyenler artık gerçekleri açıklasınlar! 
Kamu emekçilerinin alım gücü artmamakta, düşmektedir. Kamu emekçileri yoksullaştırılmaktadır! 
10 Yıllık AKP iktidarı döneminde; 
1 kg ekmeğin fiyatı 1 TL’den 3,4 TL’ye; 1 kg etin fiyatı 8 TL’den 35 TL’ye; 1 litre çiğ sütün fiyatı 0,18 TL’den 0,90 TL’ye, 1 litre benzinin fiyatı 1,66 TL’den 4,60 TL’ye, 1 metreküp doğalgazın fiyatı 0,39 TL’den 1,06 TL’ye yükselmiştir. 
Sadece bu veriler bile göstermektedir ki, halkın temel tüketim maddelerine yapılan zam miktarı yüzde 200 ile 500 arasındadır. “Büyümede dünya ikincisiyiz, kişi başına düşen milli gelir 10 bin doları geçti” diye övünenlere soruyoruz? Halk yoksullaşmaya devam ederken, büyüyen kim? 
Biz biliyoruz ki, Maliye Bakanı ve partisi AKP, temsil ettikleri sermayeyi büyütmeye, geniş toplumsal kesimleri yoksullaştırmaya devam ediyor. 
Tüm yükün yine halkın sırtına yıkıldığı bu bütçe emekçilerin ve halkın değil, sermayenin bütçesidir. 
AKP hükümeti tercihini bir kez daha sermaye sınıfından yana kullanmış olup sistemin krizinin faturasını bir kez daha emekçilerin ve yoksul halk kesimlerine ödetmek istemektedir. Bizler bu bütçeyi kabul etmiyoruz, 2013 bütçesi derhal geri çekilmedir! 
Emekçiden, halktan yana bir bütçe yeniden hazırlanmalıdır.
Bunun için; 
* Bütçenin hazırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, sendikalar, demokratik kitle örgütleri bütçe hazırlık süreçlerinde yer almalıdır. 
* Kamuda reform adı altında gündeme getirilen yasalar geri çekilmeli, sosyal devleti ve demokratikleşmeyi güçlendiren, emekçilerin haklarını geliştirici yeni bir reform için, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla çalışmalar başlatılmalıdır. 
* Vergi kaçırmayı özendiren ve ödüllendiren, yüksek gelir gruplarının lehine olan vergi aflarına son verilmelidir. Gelir dağılımında adaletsizliğe neden olan vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payı azaltılmalıdır. 
* Bu güne kadar ağır iş koşulları ve istihdam eksikliğinden bir nevi iyileştirme mantığı ile çalışanlara ödenen fazla mesailerin çalışanlarda herhangi bir gelir kaybına yol açmayacak şekilde seyyanen yapılacak bir zamla maaşlara dahil edilmelidir.
* Her ne ad altında olursa olsun, kamu emekçilerine verilen tüm ek ödemeler emekli aylığına yansıtılmalıdır.
* 4C statüsünde çalışan kamu emekçilerinin yılsonu itibarıyla sözleşmeleri yenilenmektedir. Bütün    4C kadrosunda çalışan emekçiler kadroya geçirilmelidir.
* Kamu çalışanlarına uygulanan ve uygulanmak istenen il içi ve iller arası rotasyonlar, performans uygulamaları ve iş güvencemizin kaldırılmasına yönelik uygulama ve çalışmalar derhal durdurulmalıdır.
* Eğitime ve sağlığa ayrılan pay ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden belirlenerek artırılmalıdır. 
* Sağlıkta tasarruf ölümdür! “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında sürdürülen yıkım politikaları durdurulmalıdır. 
* Kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır. 
* Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir. 
* Kamu çalışanlarının başta ücretleri olmak üzere bütün hakları özgür toplu pazarlık süreciyle belirlenmeli; siyasi iktidar, KESK ile derhal yeniden toplusözleşme masasına oturmalıdır.
Kamu çalışanları mücadelesinde 20 Aralık 1994’ leri, yaratan bizler bugün 20 Aralıkta bir kez daha haykırıyor, AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz, taleplerimize kulaklarınızı tıkamayın çünkü bu ülkenin emekçilerinin haklı ve meşru mücadelesi karşısında önceki hükümetlerin duramadığı gibi sizde duramayacaksınız. Çünkü bizler mücadelemizde haklıyız, güçlüyüz kazanacağız.