Türk Tarım Orman-Sen 17 Nolu Çorum Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Ulucan, "Çanakkale Savaşı, tarihe unutulmaz bir damga vurmuş; inancın nasıl güçlü bir kale olduğunu gösteren, az rastlanır bir mücadelenin zaferidir" dedi.
Ulucan, Çanakkale Zaferinin 101. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.
Ulucan, "18 Mart büyük Türk Milleti’nin bağımsızlığının sağlanması ve bekası için şehadet mertebesine erişmiş tüm vatan evlatlarının saygı, şükran ve rahmet ile anıldığı gün olmakla birlikte aynı zamanda kazanılmış Çanakkale Zaferi’nin de kutlandığı gündür" ifadesini kullandı.
Mehmet Ulucan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Çanakkale Savaşı, tarihe unutulmaz bir damga vurmuş; inancın nasıl güçlü bir kale olduğunu gösteren, az rastlanır bir mücadelenin zaferidir. Anadan, yârdan, evlattan geçip vatan diye diye can verenlerin kanıyla yazdığı bir destandır Çanakkale. Hakk’ın batılı, birliğin ayrılığı yendiği zor bir imtihandır Çanakkale. Kimi Çorumlu, kimi Erzurumlu, kimi Konyalı, sayısız kaç yiğidin omuz omuza savaşarak yazdığı tarihtir Çanakkale. Önündeki arkadaşının ölümünü görüp onun düştüğü yere -sadece bir dakika sonra öleceğini bildiği hâl de- geçen ve gözünü kırpmadan vazifeye atılan asker, Âkif’in de dediği gibi: “Bedr’in aslanları ancak senin kadar şanlı idi.”
“Ben size savaşmayı değil; ölmeyi emrediyorum” emrini verecek ne başka bir komutan gelmiştir bu dünyaya ne de bu emre uyacak başka bir millet. Türk milletini kolay lokma sanıp Fatih’in kır atını sürdüğü bu kutsal toprakları ele geçirmek isteyen Haçlı zihniyetine atılmış son tokattır Çanakkale. Bir gözünü kaybettiği hâl de diğer gözüyle savaşan, bir bacağını kaybedince diğer bacağıyla koşan, mermileri üzüm taneleri gibi toplayan, göğsüyle siper olan, kanıyla toprağa can katan yiğitlerin arşa yükseldiği yerdir Çanakkale. Ölümü de öldüren kahramanlar; göğsü siper, canı süngü olanlar şimdi gömsek de sığmayacakları tarihte izliyorlar bizi.
Onlara savaşı kazandıran ruhlarındaki birlik ve dirlikti. Onlar düşman askerlerini, bir millet olmanın bilincine varmış, bu ruh ile yenmişlerdi. Bir sancak altında kara kışlarda yem etmemişlerdi vatanı kurda, kuşa. Vatan aşkıyla 257 kiloluk bombayı tek başına kaldıran Koca Seyit’in namluya sürdüğü mermi gideceği yeri de biliyordu. Şimdi bizler aynı gücü yüreğimizde hissederek ruhu şad olur şehitlerimizin. Bastığımız toprağın üstünden çok, altında yatanların canlı olduğunu anlarsak kıyamayız bu toprağın tek bir taşına. Şimdi fark edersek damarlarımızdaki asil kanı neslimiz hür yaşar ebediyen…
Bu düşüncelerle, bu büyük zaferin 101. Yıldönümünü gururla kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatan uğrunda canlarını feda eden tüm şehit ve ebediyete göçmüş gazilerimizi rahmetle anarken, yaşayan gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler diliyorum."