Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı İlhan Yaşar, "Çorum olayların ardından 35 sene geçmiş olmasına rağmen ülkemizde hala sık sık inanç ve etnik ayrımcılık kullanılarak halkımız arasında çatışmalar yaratılmaya devam edilmektedir" dedi.
Çorum olaylarının yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan İlhan Yaşar, tarihe kara leke gibi düşen bu olayları hiçbir zaman unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını bildirdi.
İlhan Yaşar, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Çorum Olayları 1980 Mayıs-Temmuz aylarında meydana gelen sağ-sol ayrımı temelinde başlayıp, mezhep çatışmasına dönüştürülen kanlı olaylardır.
Binlerce yıldır aynı topraklarda ortak ellerle medeniyetler ve tarihe altın harflerle yazılan destanlar yazdıran bir halkın klasik senaryolar ile nasıl karşı karşıya getirildiğinin ve başlayan olayların nasıl bir katliama dönüştürüldüğünün örneğidir. Etnik kimlik farklılıklarını bir yana bırakarak emperyalizme karşı omuz omuza kurtuluş savaşı vererek çağdaşlaşmanın kapısını aralamış bu halk Çorum Olaylarında, emperyalist güçler tarafından yerli faşist işbirlikçileri aracılığıyla mezhepsel farklılık kullanılarak bölünmeye çalışılmıştır.
Tarih sayfalarına baktığımızda bu ve benzeri olayların bu topraklarda pek çok kez yinelendiğine tanık olmaktayız. Çünkü bu olaylar emperyalist güçler tarafından uzun çalışmalar ve incelemelerle hazırlanmış olaylardır. Çorum olayları başlamadan ABD elçiliği tarafından Çorum’un etnik yapısı araştırılmış raporlar hazırlatılmıştır. Halk işbirlikçilerce çıkarılan yalanlarla kışkırtılarak, 1980 yılı baharı ile birlikte patlamaya hazır bir bomba haline dönüştürülmüş.
Dış güçlerin yardımı ile işbirlikçilerin, Alevi vatandaşların yaşadığı mahallelere saldırması üzerine, çoğu Alevi yurttaş olmak üzere resmi kaynaklarca 57 sol görüşlü-alevi yurttaş öldürülmüş, birçok insan yaralanmıştır. Yüzlerce ev ve iş yeri kundaklanmış, olaylardan sonra Çorum’dan yüzlerce aile göç etmek zorunda kalmıştır.
Fakat kontrgerilla ve faşist işbirlikçileri Çorum’da ikinci bir Maraş yaratmayı başaramamıştır. Bu olayların planlayıcıları ve piyonları, bu oyuna inanmayan Alevi-Sünni halkın ve devrimcilerin birlikte direnişini kıramayıp, beklemedikleri bir şekilde kitlesel bir direnişle karşılaşmışlardır.
Çorum olayların ardından 35 sene geçmiş olmasına rağmen ülkemizde hala sık sık inanç ve etnik ayrımcılık kullanılarak halkımız arasında çatışmalar yaratılmaya devam edilmektedir. Daha da acısı ülkeyi yönetenler kendisi gibi inanmayanları- düşünmeyenleri ötekileştirmeye, siyasal çıkarları için din ve mezhep ayrılıklarını kullanmaya çekinmeden devam edebilmektedirler.
Bazıları ise günümüzde Çorum’u, Maraş’ı ve Sivas’ı anarken yalnızca emperyalistlerin ve devletin rolünü yüksek sesle söyleyebilirken, gerici ve faşist işbirlikçilerini söylerken seslerini kısarak bunları unutturmaya veya günahlarını hafifletmeye çalıştıkları sezilmektedir. Bizler tarihe kara leke gibi düşen bu olayları hiçbir zaman unutmadık ve unutturmayacağız.
Her yıl Maraş’ı Sivas’ı ve Çorum’u, anarken tekrar ediyoruz, bu topraklara yalnızca sevgi yakışır. Sevgiye ve dostluğa olan inancımızla Çorum Olaylarında ölen tüm canları saygıyla anıyor, sorumluları bir kez daha lanetliyoruz…"