KESK Çorum Şubeler Platformu, Ankara'yı kana bulayan terör saldırılarını protesto etti.
13 Mart'ta Ankara'da meydana gelen, 37 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda vatandaşın yaralandığı terör saldırısını protesto etmek amacıyla dün akşam Gazi Caddesi üzerinde Çorum Park önünde bir araya gelen sendika üyeleri, "artık yeter" diyerek hükümeti istifaya çağırdılar.
KESK'e bağlı sendikaların şube başkanları, sendika üyeleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenen eylemde grup adına konuşmayı KESK Dönem Sözcüsü ve BES Şube Başkanı Ertuğrul Alper yaptı.
Ertuğrul Alper, 10 Ekim, 17 Şubat ve 13 Mart'ta Ankara'da meydana gelen terör saldırılarından dolayı hükümeti sorumlu tutarak, "‘Artık Yeter Ama’ hep gizlilik hep yasak bir de ölümlere yasak koysanız insanlar ölmese! Ankara 5 ay içinde 3. Kez sarsıldı, kahroldu… Kuzeyden güneye, doğudan batıya ülkemizin dört bir yanını acı sarmışken, her gün yüreğimize ateş düşerken,“Ya biz, ya kaos!” diyerek iktidarının devamlılığını sağlayanların sorumluluğunu görmezden gelemeyiz" şeklinde konuştu.
Alper, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Acılar bitmiyor, gözyaşı dinmiyor, kan durmuyor!
13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşen, aralarında üyelerimizin yakınlarının da olduğu en az 37 insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarcasının yaralanmasına neden olan bu insanlık dışı katliamı gerçekleştirenleri ve arkasındaki güçleri buradan lanetliyoruz.
Sivil halka yönelik saldırıların insanlığa karşı suç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
5 Haziran 2015 Diyarbakır,
20 Temmuz 2015 Suruç,
10 Ekim 2015 Ankara,
12 Ocak 2016 Sultanahmet/İstanbul,
17 Şubat 2016 Ankara,
13 Mart 2016 Ankara…
Diyarbakır’dan İstanbul’a, Suruç’tan Ankara’ya Türkiye’de son 10 ayda sivillerin can verdiği altı bombalı saldırı yaşandı.
Hiç kimsenin can güvenliği kalmadığı bir ülkede, “istikrar” vaadi ile iktidara gelenlerden hiçbiri ama hiçbiri kendini “sorumlu” hissedip istifa etmedi.
Her katliamdan sonra Hükümetten aynı açıklamalar, dosyalara gizlilik kararları, güvenlik zirvesi toplantıları, basın yayın ve sosyal medyaya erişim yasakları, sıfır istifa ve ülkeyi uçuruma götüren politikalarda ısrar!
‘Artık Yeter Ama’ hep gizlilik hep yasak bir de ölümlere yasak koysanız insanlar ölmese!
Ankara 5 ay içinde 3. Kez sarsıldı, kahroldu… Kuzeyden güneye, doğudan batıya ülkemizin dört bir yanını acı sarmışken, her gün yüreğimize ateş düşerken,“Ya biz, ya kaos!” diyerek iktidarının devamlılığını sağlayanların sorumluluğunu görmezden gelemeyiz.
Şiddet şiddeti, bomba bombayı getiriyor. Akan her damla kan ve gözyaşı daha fazla kan ve gözyaşını getiriyor. Dört bir yanımız kan, barut kokuyor. Ne bugünümüzün ne de yarınımızın en ufak bir güvencesi kalmadı.
Son bir yıl içinde yüzlerce insanımızın yaşamını yitirmesine yol açan saldırı ve katliamlara rağmen Cumhurbaşkanının hala “endişe etmeyin” demesinin kendisi en büyük endişe kaynağıdır. Endişe etmemiz için daha ne kadar ölmemiz gerekiyor?!

SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTADAYIZ!
İçte ve dışta savaş konseptinde ısrar eden, toplumsal kaygı ve güvensizlik ortamını kendi hedefleri için desteğe dönüştürmeye çalışan AKP Hükümeti bu şekilde yeni katliamlara davetiye çıkarmaktadır.
Savaş konseptinde ısrar, ölmeye devam edeceğiz demektir. Ortadoğu’daki etnik ve dini çatışmaların ülkemize taşınması demektir.

ARTIK YETER, HÜKÜMET İSTİFA!
Başkanlık rejimi dışında herhangi bir derdi ve çalışması olmayan Hükümet derhal istifa etmeli, toplumun tüm kesimlerine güven verecek, toplumsal barışı sağlayacak ve ülkemizi uçurumun kenarından çekip alacak adımlar hızla atılmalıdır.
İhtiyacımız olan toplumsal öfke ve tepkiyi dindirme amaçlı güvenlik zirveleri değil tüm kesimlerin dahil olduğu çözüm ve barış zirvesidir.
Bu katliamların arkasından sorumluların hatta hükümetin derhal istifa etmesi gerekmektedir
Bir kez daha yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyor, insanlık suçu saldırıyı lanetliyoruz…"