Çorum İnsanî Değerler Platformu tarafından, 27 Mayıs 1960 darbesinin 59. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yayınlandı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçen, demokrasinin ve millet iradesinin infaz edildiği 27 Mayıs 1960 darbesinin 59. yıldönümünde başta Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu olmak üzere, bütün demokrasi şehitlerini rahmetle anılan açıklamada, “Genç Türkiye’nin ilk darbesi olan ve maalesef bir darbe geleneği başlatan 27 Mayıs 1960 darbesi, seçimlerde halkın büyük desteğini alan ve üç dönem üst üste iktidarda kalan bir yönetimin, tamamen düzmece gerekçelerle ve silah zoruyla, zorbalıkla iktidardan uzaklaştırılması olayıdır” şeklinde ifade edildi.

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi;

“Çarpık modernleşme sürecimizin en dikkat çekici hadiselerinden biri olan 27 Mayıs darbesi, iktidarı milletten alıp seçkin bir azınlığa teslim etmiştir. Bu azınlık bir taraftan demokrasiyi ülkeye biz getirdik diye övünürken diğer taraftan demokrasinin katledilmesine alkış tutmuştur. Darbeciler tarafından Yassıada’da bir başbakanın, bakanların, insanların onuru ve haysiyeti ayaklar altına alınmış, kurulan düzmece mahkemede “Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor” denilerek ahlaksızca ve kanunsuz bir şekilde infazlara cevaz verilmiştir.

O günden bu güne Türkiye’de siyaset sahnesindeki temel mücadele Anadolu insanıyla, Batıcı seçkinler arasında geçmektedir. Kendini elit gören ve Anadolu insanını aşağılayan ve deyim yerindeyse adam yerine koymayan bu hastalıklı anlayış, vesayeti her on yılda bir millete dayatır hale gelmiş; nihayet 15 Temmuz’da da FETÖ’cü darbenin yolunu açmıştır.

1960, 1971, 1980, 28 Şubat 1997 ve 2007 muhtırasının arkasında başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri ve onların vesayetçi işbirlikçileri yer almıştır. Aynı ülkeler 15 Temmuz FETÖ darbesinde de alışılmış pozisyonlarını korumuş, darbeye açıkça destek vererek, darbecileri bağrına basmıştır.

27 Mayıs darbesinin gerekçesi “İktidar partisi DP’nin, Türkiye’yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıdır. Ortalığı karıştırmak ve kaos oluşturmak için her türlü gayreti gösterenler, amaçlarına ulaştıklarında iktidarı suçlamış ve darbeyi meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Darbenin ardından 1960’lı ve 1970’li yıllar ise tam bir kardeş kavgasıyla geçmiş, Anadolu insanı kargaşa ve krizlerle baskı altında tutulmuştur.

27 Mayıs darbesi, demokrasiye samimiyet testi açısından turnusol kâğıdı niteliğindedir. Darbe değil devrimdir diyen bazı elit çevrelerin vesayetçi düşüncelerinde o günden bu yana bir değişiklik olmamıştır. Millete rağmen iktidarı olamayacaklarını anlayan söz konusu çevreler, iktidar uğruna cuntalarla ve Türkiye düşmanı güç odaklarıyla her zaman dirsek temasında olmuşlardır. Ancak bugün milletimiz, 27 Mayıslara, 12 Eylüllere, 28 Şubatlara bir daha fırsat vermeyeceğini 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında gösterdiği cansiperane savunmasıyla açıkça göstermiştir.

Bu vesileyle Çorum İnsani Değerler Platformu olarak milli iradeye, demokrasimize karşı yapılan her türlü saldırıyı lanetliyoruz. Millet olarak milli ve manevi değerlerimize, onur ve haysiyetimize, demokrasimize yönelen tehditlere karşı her an teyakkuzda olduğumuzu kamuoyunun bilgisine saygıyla sunuyoruz.”