Değerli okurlar bu yazımı 1 ay önce yazmam gerekiyordu.
Bir ay önce Tekirova Belediye Başkanımız ve aynı zamanda Gatab Başkanımız Yusuf Üras bey’in davetlisi olarak Antalya’ya gittim. Kemer ve bölgesine yaptığımız gezimizde çok hoş söyleşiler gerçekleştirme imkanım oldu. Fakat son anda yaşadığımız  tehlikeden dolayı duyduğum üzüntü ile köşe yazımı biraz geciktirmeyi arzu ettim. Sevgili arkadaşım Gatab Basın Danışmanı Ulaş ile ölümden döndük!
Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi, Antalya LimanındanGelidonya Burnuna uzanan 80 km. uzunluğunda, 3 km. derinliğindeki bir alanı hedef seçmiş, kitle turizmine kısa zamanda cevap verecek toplu yatak kapasitesi yaratmak amacıyla 1977 yılında başlatılmış bir proje.
Gezimizin ilk durağı Kemer bölgesindeki dalış mevkii 3 adalar. Bayram ve Hasan Cesur kardeşler dalış okulu sahipleri.   Martı Myra’da onlarla bol bol sohbet etme imkanımız oldu. İşlerini çok seviyorlar. Dalış mevkiine gitmek üzere hazırlandık.
Tekneye bindiğimizde söyleşimize başladık. Bayram Cesur başlıyor anlatmaya;  “Tekirova sualtı dünyasında güzel atmosferi olan dalış mevkisi ile turistlerin ve dalış meraklılarının tekrar tekrar gelmek istedikleri yer. Burada bir çok sorunla karşılaşıyoruz. Olta ve zıpkınların kullanılması, balıkların avlanması ve hızlı teknelerin bu civarda olması dalış turizmini etkiliyor” dedi. Cesur, “bütün dalışlar 40 -45 dk arasında. Profesyonel dalışlar çok farklı, keyif amaçlı dalmak isteyen dalgıçlarımız var. Bunlar 5 -7 metre arasında dalıyorlar. Dünyanın her yerinden gelen misafirler var. Rusya’dan, Almanya’dan, Ukrayna’dan ve  Avusturya’dan. Gatab’ın bize çok fazla desteği oluyor. Askeri uçakların eski askeri araçların temin edilmesi ve batırılmasının deniz turizmine katkı sağlamasını istiyoruz. Bu şekilde % 10 artış olacaktır. Türkiye’de dalış turizmin daha da gelişmesi gerekiyor. Pahalı bir spor bu sporu yapabilmek için 14 yaşını doldurmak gerekiyor. Yabancıların ilgisi daha çok” dedi.
Dalış mevkiine giderken teknede sohbet etme imkanına sahip olduğum başka bir arkadaşımız daha oldu. Martin Henke 1993 yılında Almanya’dan gelmiş. Kendisi aslında otel yöneticisi. Uzun yıllar Kanarya Adalarında Genel Müdürlük yapmış. 3 senedir dalış hocalığı yapıyor. Fakat Türkiye’de dalış sporuna olan ilginin azlığından şikayetçi. Daha çok yol alınması gerekiyor diyor. Martin, UWPO olarak (Underwater Promotion Office) Gatab ve Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Üras’a Su altı Etkinlikleri için teklifler vermiş. Türkiye’yi çok seviyor ve eşi de Türk. Antalya’da yaşıyor. Keyifli bir gün geçirdik. Dayanamadım bende dalış kıyafetlerimizi giyip Bayram hocamızla birlikte su altına ufak bir dalış yaptım. Daha önce hiç denememiştim. Meğer kıyafetleri taşımak ne kadar zormuş. Bir an çok heyecanlandım. Nefes alıp masmavi denize dalış yapmak oldukça keyifliymiş.
Aynı gün akşamında Tekirova  Ekolojik Parkına gittik. Eşi benzeri olmayan Ekopark dünya’nın bir ilki. Ekopark’ın çalışmalarına 1994 yılında  başlanmış, 2005 yılında da açılmış. 40.000 metrekarelik alan üzerine kurulu Eko Park dünyanın ilk flora-herpetofauna (bitki, sürüngen ve amfibi) doku minyatür çalışması. Ülkemizde ve dünyada soyları ve türleri yok olma tehlikesi altındaki sürüngenlere ve bitkilere bir anlamda ev sahipliği yapıyor. İnsanlık bir yandan doğal dokuyu hiçe sayarak yağmalarken bir yandan da onun içinde var olan milyarlarca mikro canlıyı ve yüz binlerce makro canlıyı katletmektedir. Bu yüzden otuz altı yılını sürüngen araştırmalarına veren Selami Tomruk Antalya Tekirova’da  on yıl boyunca süren aralıksız çalışmalar sonucu dünyada başka bir eşi bulunmayan bu  doğal parkı ülkemize ve dünyaya kazandırmış.
40.000 metrekarelik alanda  1, 5 milyon ağaç, 365 bin şifalı bitki, 1,5 milyon da kaktüs yetiştiriliyor. Selami bey, “Ekolojik parkta hem hayvanlara hem de bitkilere yaşama alanı sunuyoruz, onları hayvanat bahçelerinde olduğu gibi zorla tutmuyoruz. Bu bölgenin bir flora dokusu var” diyor.
Selami Tomruk 1947 yılında Lüleburgaz’da doğmuş. Yılanlarla 6 yaşında tanışmış.1968 yılından itibaren sürüngenlerin iç ve dış anatomileri üzerinde araştırmalara başlamış, Sofya Üniversitesinde herpotoloji dalında eğitim alıp, 1977 yılında Avusturya Viyana Üniversitesinde eğitimini tamamlamış ve  kendi ekibi ile birlikte dünyada herpetofaunası zengin olan kıtalarda çalışmalarına devam etmiş. Bu çalışmaları sırasında sürüngenlerden alınan kan örnekleri sayesinde mevcut alt  türlerin tespitine son derece önemli katkıları bulunup,1985 yılında Türkiye’nin herpetofaunasının çıkarılması için çalışmalarını yoğunlaştırmış. Bütün bu araştırmaların sonucunda, türleri hızla tükenen ve tehlike altında olan sürüngen ve amfibileri çok geç olmadan kontrol altına alıp, hızla tükenen herpetofaunaya yardımcı olmak amacıyla “Ekopark” fikrini uygulamaya koyulmuş. 1994 yılında çalışmalarına başlanan Tekirova’da ki 40 dönümlük doku minyatürü örneğini  aralıksız sürdürdüğü on yıllık bir çalışma sonucu büyük ölçüde tamamlayan Tomruk 20 Milyon Dolara mal olan parkı,1 Mayıs 2005 tarihinde açılışını yaparak Türkiye’ye ve de tüm dünyaya kazandırmış.Ekopark, doğal dokuyu oluşturan sürüngen ve amfibi dünyasını zenginleştirmeyi başarmıştır. Park 360 bin kök şifalı bitkiyi,bir buçuk milyon kaktüsü, 3500 yılanı, on binlerce kurbağa ve kertenkeleyi barındırıyor.Ekopark’da zehirli, zehirsiz tüm yılan türleri, bukalemunlar, kertenkele türleri ile amfibiler bulunuyor. Ülkemiz sınırları dışından getirilen piton yılanları, mercan yılanları, boa yılanları, yine boa ailesinden olan anakondalar, zehirli yılanlardan engerekler, kobralar, mambalar, çıngaraklı yılanlar, dev varanlar, timsah türleri ve pek çok kaplumbağa türleri de burada. Doğrusu ne göreceğimi bilmeden parkı dolaşmak istedim. Zehirli kobraları hiç bu kadar yakından görmemiştim. Korkmadım dersem yalan olur. Ama bir yandan da çok merak ettim.
Alternatif turizm anlayışına sunulan yüksek standartta bir hizmet olan EKO PARK hem Türkiye’deki hem de dünyada 36. güney ve kuzey paralel içerisindeki tehlike altında bulunan türleri koruma altına almış. Yabani dokunun insan eli ile korunmasına öncülük eden EKO PARK, yerli ve yabancı ziyaretçilere mevcut flora ve fauna dokusu hakkında bilgi vererek insanlarla sürüngenleri bir araya getiriyor. Ayrıca sürüngenlere ve örümceklere karşı fobi tedavileri de yapılan parkta bugüne kadar bildiğimiz demir kafesler arasında dolaşılan hayvanat bahçesi anlayışının sona erdiriyor.
 
Selami Tomruk EKO PARK’ın yakın gelecekteki planlarını anlatırken sohbetimizin hiç bitmeyeceğini düşündük. İşine o kadar gönlünü vermiş ki..! Nasıl da keyifle anlatıyor.”Eko Parkları Türkiye sınırları içerisinde dört ayrı ana bölgede toplamak istiyoruz. Dünyanın ilk sürüngen iskeletleri müzesini açmayı, Zoolojiye ve herpotolojiye yardımcı olacak bilgi bankasını kurmayı, Tarantula örümceklerine doğal mağaralar yapmayı, Akdeniz memelilerine kıyı şeridinde kara ile bağlantılı doğal akvaryumlar yapmayı, Herpetolojik çalışmalara hız kazandırmak için kromozom, keratin, toksin, DNA ve morfololojik çalışmalara hız verecek laboratuar kurmayı, Akdeniz kıyılarına gelen Caretta caretta deniz kaplumbağalarına doğal ortamlar hazırlayarak geçici üretim yerleri hazırlamayı düşünüyoruz” dedi.
İstemeden de olsa vaktimizin daralması nedeniyle sohbetimizi bitirmek durumunda kaldık. Fakat bize anlatacağı daha çok konuları olduğunu biliyoruz. Eko Park ülkemize kazandırılmış  son derece değerli bir hazine ve dünya üzerindeki tek örnek.
Akşam olduğunda Olypos’da Ulupınar’a gittik. Ulupınar 1200 nüfusa sahiptir.Dört mahallesi ve bir yaylası var. Restaurant yaz-kış tıklım tıklım yerli ve yabancı müşterileri ile doğal ortamda alabalık, deniz ürünleri, sac kavurma ve sıcak soğuk yiyecekleriyle hizmet veriyor. Ulupınar özellikle Alabalığın bölgede merkezi halinde gelmiş. Ulupınar’da muhteşem doğanın içinde hizmet veren Botanik Restaurant’da akan sular üzerinde VIP köşkleri yapılmış. Osmanlı motifleri ile özel olarak bezenmiş köşkler de çatal,  bıçakdan tabağa kadar her şey  Osmanlı esintisini yaşatıyor.
Mekanın sahibi Fevzi bey “Bu yıl turizm oldukça iyi geçti. Beklediğimiz ölçüde iyi bir sezon geçirdik. Yerli yabancı çok sayıda misafirimizi bu güzel doğal ortamda misafir oldular. Gelen VIP müşterilerimiz için ise farklı bir köşk düşündük. Altın yaldız varak işlemeli köşkler yaptırdık. Tabağından çanağına, çatalından bıçağına her şey özel olarak bu köşklerde yer almakta. Özel garsonlarımız burasını tercih eden misafirlerimize farklı bir hizmet veriyor..Osmanlı motifleri ile hazırlattığımız bu köşkleri özellikle zengin Rus misafirlerimiz tercih ediyor. Büyük de ilgi var“ dedi. Fevzi  bey 1998 yılında açmış botanik parkı, “ilk zamanlar 20 sandalye ile başladık. 100 kişi kadar geliyordu. Şimdilerde 500 kişi ağırlıyoruz” diyor.
Fevzi bey Kumluca yolunda ayrıca Akhisar köftecisini de açmış. Yakaladığınız kadarı pişiriliyor 1 tane yeme şansınız var. Paket program içersinde; kuzu çevirme , içli pilav, salata, limitsiz yerli içki var. İnfo sabah 09:00 da başlıyor saat 14:00 de kadar devam ediyor.Acentelerle birebir çalışıyorlar. Buraya gelen turistler arasında Ruslar ağırlıkta Alman ve İngiliz turistlerde geliyor.
Doğanın tüm güzelliklerinin titizlikle korunduğu Botanik Restaurant' da yemek yemenin tadına doyamazsınız. Şelale ve muhteşem çınar ağaçlarını seyrederek Ulupınar deresine yerleştirilmiş masalarda ayaklarınızı derenin serin sularına bırakırken yemek yemenin tadını çıkarabilirsiniz. Odun ateşinde fırında hazırlanmış susamlı ekmeği de yemeden dönmeyin derim.
Botanik Restaurant’ta 85 adet irili ufaklı Alabalık havuzu var. Fevzi bey alabalık havuzlarını anlatırken; “bunların en büyüğü 20x4 mt. büyüklüğünde, en küçüğü ise 2.5x5 mt. Kasım - Aralık ocak dönemlerinde anaç balıklardan alınan yumurtalar dinlendirilmeye alınıyor. Dinlenen yumurtalar kuluçka dolaplarında bekletiliyor. Vakti gelince ( 308 saatlik bir zaman –Suyun sıcaklığı ile orantılı ) ortalama su sıcaklığının 14 °C derece olması nedeniyle 22 günde balıklar yumurtadan çıkıyor. Sonra yavru kanalları ve ardından da semirtme havuzlarına alabalıklar ardından 9-12 ay arasında beslendikten  sofralara alıyoruz. Yılda 80 ton alabalık üretimi yapılıyor. Bu da yaklaşık 450 bin ortalama alabalığa denk geliyor” dedi. Bizde güzel bir yemek yemenin ardından Ulupınar’dan ayrıldık.
Gezimizin ikinci gününde çok heyecanlıydım. Yıllardır yapmak istediğim yamaç paraşütü için Olympos’daki Tahtalı mevkiine gidecektik.
Sabah erkenden uyandım. Kahvaltı için Olympos muhtarı Halil Bey’e  söz vermiştik. Ulaş arkadaşım beni erkenden otelden aldı. Antalya‘da mevsimin en güzel zamanı. Halil bey ile hem kahvaltı ettik hem de güzel bir sohbet. Kumluca İlçesi Yazır Köyü Muhtarlığına bağlı olan Olympos Mahallesi muhtarı Halil Karataş Şerif Pansyonun da işletmecisi.  Oldukça misafirperver.  
Halil bey bize Olympos’daki sorunları ve nasıl çalıştıklarını anlattı. “Muhtarlık olarak bizler burada bir hizmet veriyoruz. Genel de her mevsimi yoğun yaşıyoruz. Sorunlarımız tabiî ki var. Yapılanmanın özellikle gelişmesini istiyoruz. Bu konuda projeler verdik. Yatak sayılarımızı arttırmak durumundayız. Yeterli gelmiyor. Eşit anlamda yer sorunumuz var. Araçlar burada zor geçiş yapıyor. Turist yürüme alanında zorlanıyor. Bölge ye olan talep her geçen gün artıyor. Fakat bu zorluklar turistin gelmesini engelliyor. Bunların bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Plajın ve çevrenin çöp toplama işini görevli elemanlar yapıyor. Akşamları denize giden tatilciler zaman zaman ateş yakıp ormana tehlike yaratacakları için yasakladık. Bizler bu durumun düzeltilmesi için yetkililerden yardım bekliyoruz. , “ Olympos 1980’de sit alanı ilan edilip ardından sahil yolu trafiğe kapatıldı. Günübirlik Olympos’a gelen tatilciler için de giriş ücretli hale getirilince çok tepkiler aldık. Başta Almanya olmak üzere İngiltere, Kanada, Avustralya ve Amerika'da katıldığımız fuarlarda Olympos'u dünyaya tanıtıyoruz. Beldenin alternatif turizmde geldiği seviye göz ardı edilemez. Uygulamalar sonucu bölgede faaliyet gösteren işletmelerde kalan turistler bu ücretlerin kendilerine ek masraf katacağı için artık Olimpos’u tercih etmeyeceği kanaatindeyiz. Bu nedenle müşteri kayıpları olacağını ve bunun da ülke turizmine olumsuz yansıyacağını düşünüyoruz” dedi.
Olympos Muhtarı Halil bey ile yaptığımız sohbetten sonra, Gatab Başkanımız ve Tekirova Belediye başkanımız Yusuf Üras bey ile sohbet etmek üzere yola koyulduk. Kendisi ile davete katılacağı Tekirova tesislerinde buluştuk. Başkan oldukça mütevazi, halkına ve işine son derece bağlı bir kişi.
“Doğrusu farklı bir medyacı bekliyordum. Sizinle sohbet etmek güzel” diyerek beni de mutlu etti. Bizler medya da bazen konuların üzerine gideriz. Fakat bir turizm medyacısı olarak Başkan ile sohbet etmekten bende oldukça mutlu oldum. Sorduğum sorulara başkanımız tüm içtenliği ile cevap verdi.  
Üras üç dönemdir GATAB’ın ve Tekirova Belediyesi’nin Başkanlığını başarıyla yürütüyor. 23 yıllık kariyerinde girdiği her seçimi kazanan bir başkan olmasıyla da öne çıkmış. Başkan Üras’a Kemer Bölgesi ve Gatab hakkındaki çalışmalarını, Tahtalı dağındaki yamaç paraşütü’nü, Su altı dalış Turizmini, Mobeseli yaşamı ve iyi bir aile babası olması ile ilgili tüm ayrıntıları konuştuk.
Üras; “Turizme hizmet eden bir çok değerlerimiz var bunları açığa çıkarmak ve olanları korumak, koruyarak geliştirmek ve geliştirerek büyütmek bizim görevimiz. Antalya Kemer Bölgesi turizmin en güzel bölgelerinden birisi. Hak ettiğimiz yerde olmadığımızı düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde inşallah bunarlı sağlayacağız. İnsanların söylemleri ile eylemleri bir olmalı, taşın altına elinizi koymadığınız sürece inandırıcılığınız olmaz. Bir işte önümü görmeliyim. İşin düzgün ve doğru yapıldığını bildiğim zaman motivasyonum yüksek oluyor.Bir başkan işin içinde olursa insanlar eğlenirken eğlenip, üzülürken üzülürse karşısındakine güven verir. Hizmet yapmak hiç kolay değildir, her zaman halk ile iç içe olmak lazım. Siyaseti de amaç olarak değil, halka hizmet için araç olarak kullanmak lazım” dedi.
GATAB’ın altyapı çalışmalarının yanı sıra, Turizmi geliştirme görevi olduğunu da belirten Başkan Üras, “GATAB öncülüğünde ilkleri yaşayan bölgemizde, turizmi 12 aya yayma amacıyla çalışıyoruz. Üç Adalar, Avrupa’nın da en önemli yüz dalış noktasından biri olarak tescillenmiş ve Antalya’da doğal resif özellikli dalış bölgesi olarak kullanılabilecek en doğru nokta. Böyle olunca Üç Adalar sadece bölge turizmi için değil, ülke turizmi için büyük önem taşıyor. Biz de turizmi çeşitlendirme amacıyla önceki yıllarda Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan aldığımız bir gemiyi bu noktada batırdık. Gördük ki yoğun bir talep var aynı amaçla şimdi de bir savaş uçağını aynı yerde batıracağız. Eşsiz doğası ve güçlü tarihi ile büyük bir avantaja sahip olan Bölgemizi hak ettiği yerlere taşıyacağız” dedi.
Başkanla sohbetimiz sırasında heyecanla Tahtalıdaki yamaç paraşütünden atlayacağım anın heyecanını yaşıyordum.
Tahtalı Dağının zirvesine yapılan Yamaç Paraşütü Pistini bölgeye kazandıran Yusuf Üras, tanıtım amacıyla ilk uçuşu yapmayı da ihmal etmemiş. Ölümü göze alarak daha önce hiç deneyimi olmamasına rağmen 2600 metre yükseklikten kendini boşluğa bırakan başkan Üras “ Uçuşa hazırlanırken çok heyecanlaydım, her şeyi göze aldım. Borçlarımı alacaklarımı, eşimi ve en çok da çocuklarımı… Ama bölgemizin tanıtımı için son derece önemli olan uçuşu gerçekleştirmem gerekiyordu. Tüm bu karmaşık duygular içinde kendimi aşağıya bıraktım. Hayatımda yaşadığım en büyük zevklerden biriydi. Kemer ve Tekirova’yı bir kuş misali tepeden seyretmek harikaydı. Ancak havada da iş düşünmeyi ihmal etmedim. Havadan bölgeyi inceledim, neler yapılabilir diye planlar yaptım” dedi.
Yusuf Üras, geçen yıl Kemer’i 2 milyonluk yatırımla MOBESELİ’li yaşama kavuşturan başkan olarak da öne çıkıyor. Kemer’deki bu hizmetin yoğun ilgi görmesinin ardından çalışmalarını hızlandırdıklarını belirten Yusuf Üras, Çamyuva, Göynük, Tekirova ve Kuzdere Mahallelerini kapsayan MOBESE kurulumu için imzaların atıldığını yaz sezonun sonunda bu bölgelerin de MOBESE’ye kavuşacağını belirtiyor. Tekirova Belediye Başkanı ve GATAB Başkanı Yusuf Üras, GATAB’ın asli görevleri arasında turizmi geliştirmek olduğuna dikkat çekerek, “Turizmde güvenlik en önemli konuların başında geliyor. Eğer güven vermeyen bir bölgeyseniz hiçbir turisti çekemezsiniz” diyor. Üras, ayrıca; “GATAB olarak hizmetlerin tek elden yapılmasının doğru ve uygun olduğunu düşünüyoruz. Böylelikle daha başarılı ve kalıcı projelerin hayata geçirilebileceğine inanıyoruz. MOBESE’de bunlardan biri. Kemer’de geçen yıl hizmete giren MOBESE hizmeti büyük ses getirdi” dedi.
Aile kavramına çok inanan Yusuf Üras, yoğun iş temposuna rağmen her fırsatta ailesiyle keyifli zaman geçirmeye de dikkat ediyor. “İyi bir başkan olduğum kadar iyi bir babayımdır” diyen Üras babalık kavramında disiplinle sevgiyi bir arada yürütmenin en önemli iki unsur olduğunu belirtiyor.
Başkanla sohbetimizden sonra Tahtalı’ya gitmek üzere kendisi ile vedalaştık.
Tahtalı 2365 metre yüksekliği ile Türkiye’nin denize en yakın en yüksek dağı. Burada önce Escape uçuş yetkilisi Mehmet bey ile söyleşimizi gerçekleştirdik. Tahtalı’nın zirvesinde olanaklar sınırsız. Olympos Beydağları Milli Parkı içinden geçiş, modern donanımlı alt ve üst istasyonlar, 360 derecelik manzara, her türlü olanağa sahip modern üst istasyon tesisi, Finike’den Side’ye kadar muhteşem bir manzara, Uzun dağ parkuru ile yürüyüş yaparak zirveden inme seçeneği, Özel gün ve kutlamalar için eşsiz 3 mekan, Sedir restoran, Teras restoran ve çok amaçlı Olympos Lounge, Güneş terasları, sezlonglar, zirvede k, hediyelik eşya dükkanları ile dürbün ile seyir imkanı var. Ayrıca önceden yapılan rezervasyonlar ile düğün ve toplantılarda burada gerçekleştirilebiliniyor.
Biz söyleşimizden sonra hemen atlamak için hazırlanmaya gittik. Gatab basın danışmanı arkadaşım Ulaş’da  benimle birlikte atlamak için karar vermişti. Kendisinin yükseklik fobisi de var. “Ya bugün ya hiç “ diyerek korkusunu üzerinden atmak istedi. Nasıl heyecanlıydım anlatamam. Biz hazırlandık ve uçuş hocalarımızla birlikte piste geldik. İkimizde atlayış için son hazırlıklarımızı yapmıştık ki  birden ne olduğunu anlamadan ters esen rüzgar arkadaşım Ulaş’ı bir an havaya aldı. Daha ne olduğunu anlamadan ikinci gelen rüzgar ile kayalara fırlattı. Dondum kaldım. O anı unutmama imkan yok. Üzerimdekileri çıkartmaya çalışıyordum ne durumda nasıl diye! Yanıma gelen bir bey arkadaşın paramparça dedi. Yaşadığım şoku anlatamam. Yanıma gelen 3 kişinin üzerimdekileri çıkartmasına yardımcı olduğunu hatırlıyorum.  Arkadaşımın yanına geldiğimde ne yazık ki kaburgaları kırılmış, omuzu ezilmiş ve  ayağı kalçasından kırılmıştı. Başında hafif bir çatlak vardı.
İstemeden olan bu kaza bizi çok üzdü. Hemen teleferikle indirildik. Aşağıya indiğimizde 112 gelmişti. Verilmiş sadakamız varmış diye düşündüm. Oysa bizden önce atlayanlar nasıl da güzel yamaçtan iniyorlardı. Kısmet buymuş dedim. Dönüş vaktine kadar hastanede arkadaşımla kaldım.
Bugün arkadaşım Ulaş çok iyi. Şu an tek destek ile ayağa kalktı. “Yaşanacak varmış” dedi. Üzüntümüzün bu kadar ile kalmasına şükrettik.
2 günlük gezimiz boyunca konaklamamızı Best Western Khan Otel’de gerçekleştirdik. Otelin Genel Müdürü Muazzez Tongüç Hanım oldukça başarılı bir müdür. Yaptığı etkinlikler ve çalışmalarla adından sıkça söz ettiriyor. Kendisi ile çok fazla görüşme imkanımız olmamasına rağmen beni hiç yalnız bırakmadı. Oteldeki ilgisi yokluğunu hissettirmedi. Özellikle yaşadığımız kazayı duyar duymaz sürekli aradı. Güler yüzlü ve ilgili personelinin işlerini çok severek yaptığı tartışılmaz. Kendimi evimde gibi hissettim. Best Western Khan Otel Ocak 2012 yılında Plus Otel oluyor.
Başarılarının artarak devam etmesini diliyorum. Muazzez Tongüç hanım ile ilgili söyleşimizi sizlere daha sonra yayınlayacağım.
GATAB ve Kemer Bölgesi gezimiz  için başta beni Antalya Kemer’e davet eden GATAB ve Tekirova Belediye Başkanımız Yusuf Üras bey’e, Gatab Basın Danışmanı arkadaşlarım Ulaş Gökçe’ye, Başkanımızın Danışmanı Mehmet Saygıner bey’e ve tüm Gatab ekibine, konaklama için gösterdikleri tüm ilgiden dolayı Muazzez Tongüç Hanım’a ve değerli personeline sonsuz teşekkürler ediyorum.
GATAB Hakkında; Güney Antalya Turizmi Geliştirme ve Altyapı İşletme Birliği’dir. GATAB; bölgenin en gözde ve özel turizm beldeleri olan Kemer, Çamyuva, Göynük, Tekirova ve Adrasan Beldelerini kapsayan ve yaklaşık 80 km’lik kıyı şeridine uzanan bir alanda faaliyetlerini sürdürür. GATAB’ın temelleri 1977 yılına kadar uzanır, 1989 yılında Turizm Bakanlığınca GATAB adını almıştır.
GATAB Neler Yapar? Görev bölgesindeki içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve arıtma tesisleri, çöp toplama ve geri dönüşüm tesisleri ile zararlılarla mücadele eden bir birliktir. GATAB kar amacı gütmeyen bir birlik olduğundan pek çok önemli projenin de işletmecisi ve yatırımcısı konumundadır. Bu bakımdan örnek bir kuruluştur. Tüm bunların dışında GATAB, denizlerin dibini ve üstünü de temizler, otellere eğitimler verir ve en önemlisi bölgenin turizmden daha çok yararlanması için TANITIM faaliyetleri yürütür.
Tanıtım faaliyetleri?; GATAB’ın hizmet bölgesi içinde pek çok doğal güzelliğin yanı sıra tarihi güzellikleri de barındırır (Olympos, Çıralı, Yanartaş, Üç Adalar, Phaselis… hep bu bölgede yer alır)  GATAB hali hazırda olan bu güzelliklerin daha fazla ortaya çıkması ve parlatılması adına çalışmalar yapar. Turizm faaliyetleri efektif olarak sürdürmek için Kemer Tanıtım Vakfı ( KETAV),  Kemer Oteller Birliği ( KETOB), Tekirova Oteller Birliği ( TEKOB) ile birlikte çalışır. Ayrıca kendi içinde kurduğu Tanıtım İhtisas Komisyonu ile pek çok proje geliştirir. Kemer ve Bölgenin uluslar arası arenada tanıtılması için faaliyetler yürütür. Fuarlara katılır…
Best Western Khan Otel Hakkında; Antalya’da şehir merkezinde 1989 yılında "Kışlahan Hotel" olarak kurulmuş ilk 4 yıldızlı şehir oteli unvanı ile hizmet vermeye başladı. 2002 yılından itibaren Best Western grubuna dâhil olarak tamamen yenilenen otelimizde hizmet vermeye devam ediyor. Otel Ataç Grubuna bağlı, dünyanın en büyük otel zincirlerinden biri olan Best Western'in çatısı altında olup, Antalya şehir merkezinde, dört yıldızlı bir tesis. Kale içine 400 metre mesafede bulunan otel, aynı zamanda eğlence ve alışveriş yerlerine yakın konumda. Dört yıldızlı bir şehir otelinden beklenildiği gibi rahatlığı üst düzeyde yansıtan dekorasyonu ile lüks ve konforu bünyesinde toplayan otelde amac misafirlerin konaklamalarının "güzel bir anı" olarak hatıralarında kalması. Seyahatlerinizin amacı ister iş, ister tatil yapmak olsun;
Best Western Khan Hotel sizler için en iyi buluşma noktası. Antalya şehir merkezi 0 m, Havaalanı 10 km, Otogar 5 km, Konyaaltı plajı 4 km. 4 yıldız şehir oteli.
9 Suit: 45 m2, 14 Köşe oda: 30 m2, 4 Superior Köşe oda: 30 m2, 22 Superior Standart Oda: 17 m2, 2 Superior Triple Oda: 40 m2, 77 Standart Oda: 17 m2, 7 Triple Oda: 40 m2 olmak üzere toplam 135 oda bulunmakta. Odaların % 80’i balkonlu, tamamı deniz ve dağ manzaralı, bütün odalarda direk hatlı telefon, yangın dedektörü, minibar, merkezi ısıtma soğutma sistemi, ücretsiz wireless internet bağlantısı, kablolu tv, ücretsiz emanet kasa. Bütün banyolarda, küvet, saç kurutma makinesi, ve telefon mevcut.