Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Selim Aydın, okullarda mobing uygulaması ile ilgili bir açıklama yaptı. Aydın, “Okul, öğretmeni, öğrencisi, velisi ve idaresiyle birlikte yönetilir. Okulu, kameralardan gözetleyerek yönetemezsiniz. Okulu Whatsapp gruplarından sevk ve idare edemezsiniz. Whatsapp grubundan talimat yağdıranların, tehdit ile mobbing ile mesafe alması mümkün değildir” dedi.

“O yüzden ağzınızdan çıkan sözlere dikkat edeceksiniz. Klavyenize hakim olacaksınız” diyen Aydın, “ Okullar sizin babanızın çiftliği değil, öğretmen de emir eriniz değildir. Makamı mevkisi ne olursa olsun hiç kimse öğretmeni tehdit edemez. mobbing uygulayamaz. İlimiz Yıldırım Beyazıt İmam Hatip Ortaokulu müdürü Yakup Duran, Whatsapp’tan talimat yağdırıyor. Aklı sıra nöbetçi öğretmeni uyarıyor. Ama tarz doğru değil. Bir kere kusur var ise bunu muhatabına uygun bir dille özel olarak söyleyeceksin. Açıktan herkesi zan altında bırakamazsın. Tabi talimatlar da çok keyfi. Nöbetçi öğretmen sanki emir eri. "Nöbet esnasında öğrenci ile sohbet etmeyeceksin" Nöbet esnasında öğrenciye soru çözmeyeceksin" gibi öğretmeni pasifize eden, robot yerine koyan saçma sapan talimatlar. Bu müdüre hatırlatıyoruz; Okullar, birilerinin hayal dünyaları ya da şahsi ihtirasları doğrultusunda aldıkları keyfi kararlarla değil, insani değerler yüceliğinde mevzuat ve yönetmeliklerle yönetilir. Bu zihniyetteki bir insanın okul Müdürlüğü yapması, personeli ile iyi ilişkiler kurarak görevini devam ettirmesi çok zordur” açıklamalarında bulundu.

Aydın, “ Whatsapp grubundan, öğretmenlere talimat yağdırarak müdürlük yapamazsınız. Uyarılarınızda haklı dahi olsanız herkesi zan altında bırakacak söylemler kullanamazsınız. Tabi daha hızlı iletişim kurmak ve haberleşmek için teknolojik imkanlardan yararlanacağız ama bunu egomuzu tatmin etmek için kullanmayacağız. Yazının içeriğine baktığımızda, olay, okul müdürünün kamera kayıtlarını incelemesi, izlemesi ile başlıyor. Yani "Biri bizi gözetliyor". Whatsapp' ın kişilerin özelini kapsayan bir sosyal paylaşma ağı olduğu ve bizzat ilgili kişiye bildirim yapıldığının tespitinin mümkün olmadığı düşünüldüğünde, yapılan yazışmanın, uygun olmadığı aşikardır. Netice itibariyle, "Bazı" idarecilerin gözetleme kulesinden, oturdukları yerden talimat yağdırmasına sessiz kalmamız mümkün değildir. Doğru olan güçlü, samimi bir dil ile öğretmen arkadaşlarımız ile iletişim halinde olup sorunların çözümünü sağlamaktır. Külhanbeyi gibi bir tarz ile mesafe almak, huzur iklimini tesis etmek mümkün değildir” ifadelerine yer verdi.