Yaşları ellinin üzerinde olanlar bilirler. Yetmişli yılların başlarında sevgili Rauf Tamer “O Kafa” yazı dizileri ile gündem yaratmıştır.
Tirajı-komik olan bir durumdur. O kafaların yetmişli yıllardaki yatırımlarla amansız mücadeleleri.
O Kafalar Boğaziçi Köprüsünün yapımına karşı çıktıkça karşılarında hep Rauf Tamer’i bulmuşlardır.
Efendim O Kafalar Boğaziçi Köprüsüne neden karşı çıkmışlardı biliyor mu sunuz?
Köprü burjuvaziye hizmet için yapılıyormuş. Köprü yapıldığında zengin çocukları karşıdan karşıya lüks araçları ile geçecekmiş.
Dolayısı ile köprünün yapımına gerek yokmuş. Türkiye için lüks olacakmış.
Sermaye düşmanı O Kafanın, kafası işte ancak bu kadar çalışmış olacak ki aradan kırk yıl geçtikten sonraki tabloya bir bakın.
Boğaziçi Köprüsünden sonra Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapıldı ve şu an ihtiyacı karşılamıyor.
Kırk yıl sonra demiryolu ve karayolu içeren tüp geçit, üçüncü köprü konuşuluyor ve projelendiriliyor. 
Yetmedi Çılgın projelerle İstanbul’un dünyanın merkezi haline getirilmesi için yatırımlar planlanıyor.
Tabii ki bu arada O Kafalar boş durmuyor. Halktan kopuk, halkın değerleri ile alay eden ve gitgide halktan uzaklaşan mantıkla milletin önünde takoz olmaya devam ediyorlar.
Sevgili Lokman Erdoğan’ın ifadesi ifade ettiği gibi “Halkın Dediği Hakkın Dediğidir” ilkesi ile hareket eden yönetimler hep kazanmıştır. 
Halkın Dediği Hakkın Dediğidir ilkesi ile hareket eden devletin valileri halkla bütünleşmiş, yetkileri genişletilmiş ve devlet halk kucaklaşması sağlanmıştır.
 
*          *          *
Ben daha çok yaşadığım Çorum’dan örnekler vererek konuyu açmaya çalışacağım.
Geçen 50 yılda olduğu üzere Çorum’da artık halk valinin kapısında saatlerce bekletilmemekte ve valisini istediği zaman istediği yer ve mekanda görebilmekte ve meramını anlatabilmektedir.
Hemen her gün devletin valisi ile halktan bir kişi fotoğraf karelerinde ve haberlerde yer almaktadır. Vali dert dinlemekte, çözüm üretmekte ve halk tabanına uygun projeleri destekleyerek yönlendirmektedir.
Son olarak bir açılış vesilesi ile Osmancık’ta bulunan Vali Nurullah Çakır Hipermarkette alışveriş yapan Dudu nine arasında geçen dialoğ işte devlet budur duyguları ile benim gibi duygusal birisinin gözlerinden yaşlar akmasına neden olmuştur.
Sayın Çakır’ın Dudu nine ile olan fotoğraf karelerine benzer yüzlerce karede yer aldığını bütün Türkiye ezberlemiştir.
Evet halkın dediği hakkın dediğidir. Dudu nine bu ülkenin halkı olduğuna göre hakkı tecelli etmek ve Dudu nineyi kucaklamakta devletin valisinin asli görevidir.
Sayın Çakır’da bu görevinin gereğini layıkı ile yapmış olacak ki yılın valisi ödülüne alnının teri gereği layık görülmüştür.
 
 *          *          *
Osmancık’ta bir açılış vesilesi ile devletin üç valisi bir araya gelmiştir.
Afyon’da devleti temsil eden ve aslen Çorum’lu olan Sayın Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun baba ocağını ziyaret etmesi ve bu ziyaret sebebi ile de konuk olduğu Çorum valisi ile birlikte hareket etmesinden daha doğal ne olabilir ki?
Bakınız Osmancık ilçesinde bir açılış gerçekleşmiş ve üç vali bir araya gelmiş. Dualar etmiş, halk ile sohbet etmiş Türkiye’nin kan verme rekortmeni ali şirin ile fotoğraf çektirmiş ve Dudu ninenin isteklerini sormuş ve onunla halleşmiş.
Halkla iç içe, el ele ve gönül gönüle birlikte olmuş.
Peki O Kafalar ne yapmış.
Elli yıl öncesinde koydukları takozu değiştirip yeni roller oynamaya başlamışlar. Müslüman mahallesinde satılan salyangoz misali devletin valilerinin diyalogundan, halkla iç içe ve gönül gönüle olmasından bilgi, kültür, fikir alışverişinden rahatsız olmuşlar. 
Sözde manşet atarak zaten kopuk oldukları halka karşı cepheyi bir miktar daha genişletmişler.
Öyle ya O Kafalara göre Dudu ninenin valinin yanında ne işi var ki ve ali şirin kim oluyor ki?
O Kafalara göre vali makamında oturacak ve akşam şehir kulübünde ya da en renkli gazinoda masası hazır olacak.
O Kafalar etrafında toplanacak ve birlikte kadehler tokuşturulacak.
O Kafalara göre valinin dua ve halk ile işi olmaz. Hele hele dudu nine ile hiç işi olmaz.
O Kafalara göre vali halktan ayrı olmalı, öyle dualı mualı yerlerde olmamalı ve içkili ve kokteylli mekanlarda arzı endam eylemeli.
O Kafanın arzusu şudur ki halka rağmen millet yönlendirilecek ve yönetilecek.
Devletin valisinin hayır duası ve hakka el açmasından rahatsızlık duyan O kafanın en son geldiği nokta işte budur.
Bu millet yarım asırdan bu yana çok çekti O kafalardan. Ancak gün geldi halkın dediği ve hakkın dediği gerçekleşmeye başladı.
İşte esas sancı buradadır.
Halkın dediği oldukça O kafalar zamanla hortlayacak.