Genelde hükümet yetkililerini dinlerken sorular kafamda çarpışıp duruyor... Mesela…
Çocuk cinayetlerine verilen cezaların artırılacağını ama asıl bataklığın kurutulmasının gerektiğini söylüyor...
"Bu cinayetlerin altında sosyal psikolojik, ahlaki ve eğitimden kaynaklanan nedenler olduğunu ve alkol her insanın kolayca ulaşabildiği bir meta olmaktan çıkartılabilmesi gerektiğini söylediler...
Bülent Arınç, televizyon dizilerinin gençleri yanlış yönlendirdiğini, bu nedenle de uyarılma yaşının 7-8'lere kadar düştüğünü  savundu.
Arınç, "Kıravatı buralara inmiş etekleri buralara kadar çıkmış, birbirleriyle sadece argo konuşan, 25 kelimeyle hayatlarını sürdüren, ama her şeyin içersinde cinsellik içeren bu tür programlar, Türkiye'deki cinsel hayatı sınırsız ve sorumsuz hale getiriyor diyor. 
Çocuk cinayetlerinin sebebi diziler olabilir mi?
Neymiş çocuklar dizilerden etkileniyormuş ve ergenlik yaşı 8 e kadar inmişşş.
Çocukları daha akılları bile ermeden üç, beş yaşındayken erkek, kız diye ayırt etmenin çocuklar üzerindeki etkisi, dizilerden daha az olabilir mi?
Hani kaba tabirle eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyorsunuz...
Onalar daha çocukken siz onları ayrıştırıyorsunuz... Farkındalık yarattırıyorsunuz...
Okullarda ayrı, ayrı  sınıf yapmak istiyorsunuz, eğitim sistemini toptan dörtlediniz ki onları kendi yönünüzde eğitebilesiniz...
Çocuklara insan olduklarını değil, sadece cinsiyet öğretme gayreti içinesiniz... Çocuklarımızı iyi, bilgili, verimli insan olmanın dışında kız ve erkek diye kalıplara koyuyorsunuz... Eğitim sistemini cinsiyete odaklıyorsunuz...
Bütün bunların içinde çocuklar nasıl yönlenirler?
Hükümetteki yetkilileri dinlerken bunalar ve de çok daha fazlası aklımdan geçiyor...
Televizyondaki diziler ahlak yapımızı bozuyor ve de ergenlik yaşını 8’lerekadar indirmiş... Dizilerde cinsellik varmış...

Evet, bende bazı dizilerin bizim bünyemize uymayacağını kabul ediyorum... AMMA...
Bu konularda bu kadar hassasınızda neden ZİNAYI SERBEST BIRAKTINIZ?

Diğer yandan…

Korku ile yönetmek...  Kinci nesilleri yetiştirme kararlılığı... Tek doğru sizin doğrunuz anlayışı...
Yetim hakkı yemenin... Hiç umursanmadığı...
Yolsuzluğun... Kılıf bulunarak yol olduğunu...
Haksızlığın... Hak yemenin mazeretlerle hak olmasının...
Rüşvetin süslenip yardım ve hediye diye nüfusa geçirilmesinin.
Yandaşlığın... Bizden olmayan kâfir anlayışında kinlenmesinin...
Hırsızlığın... Benim hırsızım iyidir mantığının…
İftiranın... Susturulmak istenene düzmece suçlar atılmasının...
Yalanın...  Suçüstü yakalanınca yüksek tondan söylen yalanların..
Talanın... Gemiciklere sımayan asgari ücretlerin...
İşkencenin...
Vatan Hainliğinin  sevimlileştirilmesinin...
Koltuk  sevdasına satılan vatan değerlerinin... Vs. Vs.

Bütün  bu göz önünde olanları, yarının  gençleri  geleceğimiz, umudumuz çocuklarımız izlemiyorlar mı?
Bunlardan rahatsızlık duymuyor musunuz???
Yeni nesil sadece dizilerdeki öpüşmeyi mi ayıp, günah bilecek?
Nitelikli  gençlik yetiştireceksek önce insanlığın nimetlerini doğru şekilde, kişiye göre  değil bizim toplumumuza göre, gelenek, görenek ve milletimize yakışacak değerlerle yetiştirmeliyiz...
Gerisi kendiliğinden gelir...
Gençliğimiz oldukça bilgili ve umut vaat ediyor... Yeter ki siz engel olmayın...
Kalın sağlıcakla__Gençlikle__