Geçenlerde Dirmil’e gittim. Çocukluk arkadaşlarımdan iki arkadaşım yanımda, birde ben, üç kişiyiz. Dirmil merkezde oturmayalım da, gezelim dedik.
İyi ki dışarı çıkalım diye söylemişiz.  Arkadaşımızın biri dedi ki,  ilçeden gelirken; (Gölhisar) damacana, boş şişe, su konacak kap getirmişsindir inşallah.
Ben tabii ki şaşırdım. İkamet ettiğim( Gölhisar) ilçesinde su akıyor. Çeşmeden akan, belediye tarafından şebekeyle meskenlere sevk edilen suyu sıkıntısız içmekteyiz. Onun içinde su doldurmak için kap getirmedim dedim.
Hatta lafı uzatarak suyumuz temiz akmaktadır. Çay pişirmede, yemek yapmakta sorun yokken niçin su doldurulacak kap getireyim? Diye bu sefer ben soru yönelttim.
Bu arada kendi aramızda kimin eksiğini görürsek o, arkadaşımızı uyarırız. Uyarılan kişi alınganlık yapmaz, bilir ki olumlu eleştiri paha biçilmez ders demektir.
Arkadaşımızın birisi böyle fırsat bulur da kaçırır mı? Doğduğun yerin, havasını teneffüs ettiğin mekânın, ekmeğini yediğin toprakların neler barındırdığından haberin yok.
Memleketimizde çıkmakta olan “şifalı sudanda haberi bile yoktur” dedi. Hiç alınmadım. Şifalı suyun, ılıcaların bizim topraklarda olacağını hiç düşünmemiştim. Küçüklüğümde duyardım. Dalaman taraflarında şifalı suların olduğunu, bundan dolayı da bizim kazada niye olmuyor diye hayıflanırdım.
Dirmil denince; kuyu kebabı, çevirme kebap ve buz gibi sular, bunula birlikte Kezban yenge hikâyesi akla gelir. Bizler büyürken özellikle elle çevrilen kebap çok meşhurdu.
Yakın tarihe kadar da bir başka etkinliğiyle Dirmil’i Akdeniz bölgesi yağlı pehlivan güreşleriyle tanımaktaydı. Kırkpınar yağlı pehlivan güreşlerinin sıcağı sıcağına rövanşının yapıldığı Burdur’un ilçesidir Dirmil.
Uzaktan yakından Dirmil’i oyun havasıyla, çoğu insan bilir. Meşhur türküsü olan “Şu Dirmil’in Çalgısı” ilçeyi tanıtmaya kifayet eder.
Şifalı su konusunda tedbiri elden bırakmamak gerekir. Kime Dirmil‘e gittiğimi söylesem herkesin dilinde “şifalı su”. Şifalı su ismini, inancını halk deneyerek, tecrübe ederek meşhur etmiş.
Şifalı suyun çıktığı ( halka göre) yere gittik. Dirmil’ den Fethiye istikametine giderken Bel mevkiinin ilk tırmanma yerinin, sol tarafındadır. İnsanlar yoğun şekilde kaplarına kendilerine göre “şifalı sudan” dolduruyorlardı.
Hatta uzaktan gelen birisine “şifalı su” ile alakalı sorular yönelttim. Benim birtakım rahatsızlıklarım vardı. Dirmil’ de çıkan “şifalı suyu”  duydum. Faydasını göreceğime hiç ihtimal vermiyordum, dostların önerisiyle Dirmil ‘e gideyim dedim.
Hususi şifalı dedikleri sudan doldurmaya geldim. Birkaç kez içinde rahatlama hissedince, sudan içmeye devam ettim. Suyu içtikçe rahatsızlıklarımdan arındım. Aynı sözleri birkaç kişiden de işittim.
Bilimsel olarak değerlendirilmesinin yapılıp yapılmadığını bilmememde doğaldır. Hatta konuştuğum şahıs şifalı su doldurmak için birçok kap getirmiş, hepsinin kendine mi ait olduğunu sorunca, yok komşulardan da sudan doldurmam için verdiler dedi.
Arkadaşların yanında sorulmayacak soruyu sormasın diye içimden dua ediyordum. Allahım diyorum ama nafile. Uzaktan gelen şahıs, size sıramı verebilirim dediğinde, ben kap getirmemiştim dedim.
Halkımızın kendi deneme,  yanılma yöntemiyle bulmuş oldukları şifalı suya hemen isim koymuşlar “Dirmil’in Şifalı Suyu”, kim rahatsızlığını dile getirirse halk birbirine öneriyorlarmış.
Dirmil’e gideceğim diyene, boş su kabı verenler oluyor. Dirmil’den geldim derseniz ,“getirdiğin sudan bize de verirsin “sözlerine muhatap olunuyor.
Çevre sağlığıyla ilgili görevli deneticileri mutlaka gerekli araştırmayı yapmış olmalılar. Çünkü bahsedilen şifalı suyun müşterisi çok var.
İnşallah hastalara da şifa kaynağı oluyordur.
Hafta içi olduğu için suyun başı tenhaymış. Bana göre kalabalıktı. Birde tatil günleri geleceksin, o zaman uzun süre sıraya girmek zorunda kalırsın, kimse sırasını da vermez dediler.
Yukarıdaki saydığım “Dirmil” denince akla gelenlerden özellikle halkın talebi var. Geleneksel hale gelmiş olan “yağlı pehlivan güreşlerinin” tekrar yapılmasını,  organize edilmesini Dirmil halkı istiyor. Yağlı güreşin getirmiş olduğu coşku ve haraketliliği candan istemekteler.
Arkadaşlarımla “Dirmil” merkezin dışına gittiğimizde ve misafirin dokundurmalarıyla edinmiş olduğum halkın gözünde ve dilinde ki “Dirmil’in Şifalı Suyunu” anlatmaya çalıştım.