Memur-Sen Çorum Kadın Komisyonu Başkanı Ayşe Çalmaz 8 Mart Dünya Kadınlar günü münasebetiyle yayınladığı mesajında, “Kadınlar şiddet ve emek sömürüsünün en büyük mağdurlarıdır” ifadelerini kullandı.

Milletimin teminatı, çocukların cefakâr ve vefakâr annesi, yuvalarının mimarı, çalışma hayatının tüm zorluklarını yaşayan kadınların sıkıntılarını yürekten paylaştıklarını ifade eden Çalmaz, “Dünya kadınlarının bu önemli gününü kutluyoruz. Ailede, toplumda, çalışma hayatında, sevgi, şefkat, merhametiyle, hayatı üreten ve sırtlayan kadınlarımız aydınlık yarınlarımızın teminatıdır” dedi.

Günümüzün buhran dünyasının mimarı olan küresel sömürü düzeninde kadınlar, ne yazık ki savaşın, cinsiyet ayrımcılığının, şiddetin ve emek sömürüsünün en büyük mağdurları olduğunu belirten Çalmaz, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Ekonomik ve kültürel emperyalizmin etkisiyle ne yazık ki, ülkemizde ve islam coğrafyasında da kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın örnekleri yaşanmaktadır. İnanç ve medeniyet dünyamız içinde eşsiz bir değere sahip olan kadınlarımızın vakar ve izzetini koruyan bir toplum olmak, irfan nesillerini yetiştirecek kadınlarımızın hak ve hukukuna sahip çıkmak, insanlığın huzur, barış ve adalet dolu geleceği için öncelikli sorumluluktur. İnsanlığı savaş ve kan girdabından kurtaracak değerleri dünyaya hakim kılmak için bir ana, bir eş, bir evlat, hayata emeğini ve bütün varlığını adayan bir insan olarak kadınlarımızın saygınlığını, sadece bir gün değil hayatın her günü korumalı ve gözetmeliyiz. Kadın ahlak ve irfan medeniyetimizin bel kemiğidir. Kadın ailenin mihenk taşıdır. Kadın hayatın bereketi ve hakikatidir. Sağlık ve sosyal hizmetlerde ise kadın; şifanın, şefkatin, evladını bile arkasında bırakarak gece gündüz cana can katmak için çırpınan fedakarlık timsalidir. Kadın, düzeni sembolize eder. Kadının olmadığı yerde düzen kurulamaz. Kadının geçici olarak ayrıldığı yerde bile düzen bozulur. Kadının tamamen terk ettiği bir yerde ise düzen dağılır. Bu bir aile için de, kurum için de, millet için de böyledir. Kadınlar annedir, eştir, çalışandır. Kadınlar, ekonomik özgürlüklerine kavuşmak için girdikleri mücadelenin yoğunluğu ile, anne ve bir eş oldukları gerçeğini de göz ardı etmemeli. Kadınlar, bu sorumluluklarını yerine getirirken, davranış ve ruh olarak bir karmaşa yaşamamaları için bu toplumsal rolleri arasında dengeyi kurabilmeli, bu konuda da toplumun diğer kesimleri engelleyici değil yardımcı olmalıdır.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSANLIK SUÇUDUR

Ülkemizde de kadına yönelik şiddet önemli bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddet sadece kadını ve erkeği değil toplumun bütününü etkileyen sosyal bir problemdir. Şiddetin önlenmesi için toplumun her kademesinde bireysel ya da kurumsal bazda tüm taraflara önemli sorumluluklar düşmektedir. Hükümet, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler başta olmak üzere ilgili ve sorumlular bu konuyu çok boyutlu ve çözüme yönelik olarak gündemlerinde tutmaya devam etmelidirler. Son yıllarda şiddete uğrayan kadına yönelik alınan tedbirler ve yasal düzenlemeler umudumuzu artırmakla birlikte "şiddet uygulayan"a yönelik rehabilite hizmetlerinin sağlanması ve geliştirilmesi gerektiği gerçeğini değiştirmemektedir. Kapitalist sistemin değer tanımaz, daha fazla kazanç elde etmek için her şeyi mübah gören anlayış ve hırsı ne yazık ki kadın üzerinden aileyi ve toplumu yozlaştırmakta ve itibarsızlaştırmaktadır. Kadınlar tüketim kültürünün as elemanları olarak vakitlerinin çoğunu hızlı kentleşmenin modern hapishaneleri olan alışveriş merkezlerinde ya da kafelerde geçirmektedir. "Bir lokma, bir hırka." kanaatkârlığı yerini mutluluğu "satın alma"ya endeksleyen bencil bir anlayışa dönüşmüştür. Kadınlarımızın iş gücüne katılımı ve üretime katkısının erkeklere oranla çok geride olmasında ataerkil toplum baskısı nedeniyle eğitim ve çalışma hayatından uzak tutulmalarının yanında değişen tüketim anlayışının da etkisi büyüktür. Biz kadınlar, kadın sömürüsünün en yoğun yaşandığı alanlardan biri olarak medyayı görüyoruz. Özellikle yazılı ve görsel medyada kadın bedeninin ucuz reklam malzemesi olarak kullanılmasına, tüketim kültürünün kadın üzerinden körüklenmesine karşıyız. Medyanın kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet başta olmak üzere kadınlarla ilgili haberleri verirken merkezinde insan hayatı ve onurunu barındıran bir bilinçle hareket etmesini, istismar ve sömürüden uzak bir dil kullanmasını istiyoruz."

Memur-Sen Çorum Kadın kolları Komisyonu olarak; kadınlarımıza savaşın, göçün, emek sömürüsünün, şiddetin mağduru olmadığı bir gelecek diliyoruz ve bu duygu ve düşüncelerle başta sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımız olmak üzere bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz