Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, Fetö’nun, sadece millete değil, İslam’a da ihanet ettiğini söyledi.

Saatci, 15 Temmuz destansı direnişin yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yayınladı.

Açıklamasında, Memur-Sen’in 15 Temmuz gecesinin ay ışığı olduğunu kaydederek, “O muazzam iradenin paydaşı, o karanlık gecenin ay ışığı olduk. O gece, sen, ben yok, sadece biz ve milyonlarca nurlu yüz vardı. Akif’in ‘Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez!’ çağrısına ram olanlar; Darbenin taşeronu FETÖ’ye de FETÖ’nün patronu üst akıl denen küresel çeteye de zilleti yaşattı. O gece istiklal için sela okuyanlar, ihanet için bela okuyanları mağlup etti. Çünkü 15 Temmuz, şehadet davetiydi. 15 Temmuz, diriliş gayretiydi. 15 Temmuz, cesareti kuşanmış bedenlerin, imana adanmış yüreklerin direniş heybetiydi. 15 Temmuz, Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir’ manifestosuyla Anadolu’dan dünyaya sesleniş gecesiydi” şeklinde ifade etti.

“Millet olarak şehitlerimize bir vatan borçluyuz” diyen Saatcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünün üzerinden tam iki yıl geçti. Küresel güçlerin emir eri FETÖ, kırk yıllık ihanet planının altın vuruşunu yapmaya ve millet iradesini tümden ortadan kaldırmaya kalkıştı. Hainlerin amacı; Boyun eğmeyene boyun eğdirmek, Diz çökmeyene diz çöktürmekti, Soysuzların Hedefi; Milleti başsız, Ümmeti umutsuz, İnsanlığı soluksuz bırakmaktı. Sandılar ki millet; İradesinin çalınmasına boyun eğer, Liderlerinin darağacında sallandırılmasına göz yumar, Âlimlerinin, aydınlarının zindanlara atılmasına eyvallah der… Yanıldılar. Allah’ hesabının bütün hesapların üstünde olduğunu gözden kaçırdılar. İstikbali, ikbalden, Vatanı, maldan mülkten, İzzeti, alçakça bir ömürden İstiklali makam ve mevkiden, aziz gören milletin cesaretine, dirayetine, ferasetine yenildiler. Milletin meydanı, kendileri gibi korkak, dinini, vatanını satacak alçaklara bırakacağını sandılar. Hesapları tutmadı, fesatları ayaklarına dolandı. Yanlış hesapları Bağdat’tan değil, İstanbul’dan Ankara’dan bütün Anadolu’dan döndü. Fesatları, fitneleri, kumpasları, tezgahları ihanet çöplüğüne gömüldü. Millet, iradesine, idaresine, liderine, memleketine ve devletine sahip çıktı. Yem etmedi istikbalini kurda kuşa, Bırakmadı istiklalini soysuza namussuza. Aldı abdestini, helalliğini; Çıktı er meydanına.. Çıplak elleriyle, tankları uçakları durdurdu! Çıplak elleriyle, vatanını ve bağımsızlığını korudu! Tam da bu yüzden; millet, vatanını şehitlerine borçludur, gazilerine borçludur diyoruz.

Haçlı ordularını durduran Kılıç Arslan, Kudüs’ü işgalden kurtaran Selahaddin, Çanakkale’de, Kutulamare’de, Yemen’de Ümmet bilincini kuşanan aslanlar ne yaptıysa 15 Temmuz’da da şu anda bulunduğumuz 15 Şehitler Köprüsünde Ankara’da, İstanbul’da ve bütün vatanda Anadolu’nun yiğit evlatları aynısını yaptı. 15 Temmuz’da millet, kadim tarihiyle birlikte yeniden ayağa kalktı. FETÖ’yü taşeronlaştıranlar, geçmişte laiklik ve Kemalizm gerekçeleriyle darbe yapanlar, 15 Temmuz’da din kisvesiyle darbe yapmaya kalkıştılar. FETÖ, sadece millete değil İslam’a da ihanet etti. İnanca sadakati, Kardeşliğe muhabbeti, Cemiyetlerimize hürmeti bitirmeye çalıştılar. Milletin izzetine ve dirayetine, devletin kudretine, insanımızın ferasetine tosladılar. Memleketimize fitne ekenler, şehitlerimizin kanlarında boğuldular. O gece şehadaet makamına yürüyenler, gaziliği nasp edenler, ‘İçimizdeki hainler ve beyinsizler’ yüzünden bizi helak olmaktan kurtardılar.

FETÖ benzeri yapı ve örgütlerin ortaya çıkması, gelişmesi, yeni ihanet zeminleri üretilmesinin engellenmesi en büyük temennimizdir. Bunun engellenmesinin yolu özgür birey ve adil devletten geçer. Değerlerimizi istismar eden, insanımızı kendisine esir eden grupların beslendiği cehalet bataklığının kurutulması gerekir. Bunları başardığımızda, ihanet kumpası bu topraklarda maya tutmayacaktır. Memur-Sen olarak, 15 Temmuz’da 1 milyon üyemizle; Zerre tereddüt etmeden, Davet ve işaret beklemeden, Akıbetimizi düşünmeden Meydanlara çıktık, Safları sıklaştırdık, ihanete karşı diklendik, FETÖ’ye ve mankurtarına had bildirdik. ‘Vatan da meydanlar da bizim’ haykırışıyla, alanları kardeşlik ve dayanışma meydanına çevirdik. O gece Memur-Sen ailesinden dört kardeşimiz, milletin iradesine halel gelmesin diyerek göğsünü siper eden dört yiğidimiz şehadete yürüdü. Prof. Dr. İlhan Varank’ı, Yusuf Elitaş’ı, Ali Alıtkan’ı, Cuma Dağ’ı Kutlu Neb’inin, Peygamberimizin ağuşuna teslim ettik. Ruhları şad, mekânları cennet, makamları ali, mevzileri Cemalullah olsun. ALLAH, onların bıraktığı emanetin hakkını vermekte hepimizin, bütün milletimizin yar ve yardımcısı olsun. Biz Memur-Sen olarak; ‘Tasalanma yiğidim zaman bizden yanadır Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır’ inancıyla bu büyük davayı omuzlayan şehitlerimizin yolundan yürümeye devam edeceğimizi dost düşman herkese ilan ediyoruz. Biz; uzun soluklu bir hatt-ı siyaseti, şuuru ve basireti tatbik ve temsil ediyoruz. O karanlık geceyi aydınlatan, Ölüm kusan silahları canlarıyla durduran O gece bizlere yeniden bir vatan hediye ve emanet eden 15 Temmuz şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vatanı, bu davayı, bu zaferi yedi düvele karşı gözümüz gibi koruyacağımıza, şehitlerimize söz veriyoruz.”