Çorum’un merkezinde yer alan ve şehrin en önemli sembollerinden olan tarihi saat kulesi Sultan II. Abdülhamit’in muhafız birliği komutanı 7-8 Hasan Paşa’nın Çorumlu hemşehrilerine bir hediyesidir.
7-8 Hasan Paşa 1831 Çorum doğumludur. İstanbul’a asker olarak gitmiş olmasına rağmen paşalığa kadar yükselmiş ve Sultan II.Abdülhamit’in Muhafız Birliği Komutanlığını yaparak onun en güvendiği ikinci adamı olmuştur. Paşa Beşiktaş Karakol komutanı iken semte getirdiği huzur ile adını duyurmuş Çırağan baskını lideri Ali Suavi’yi bir sopa darbesi ile öldürerek baskını sonlandırması ile meşhur olmuştu.
Saat kulesi sarı kumtaşından sekiz köşeli 5.3 metre çapında ki tabanın üzerinde 27.5 metre yüksekliğinde, minare şeklinde inşa edilmiştir. Her köşe 2.1 metre uzunluğunda olan kulenin yapım tarihi 1894’tür. Asıl kulenin gövdesi ise 24 köşelidir. Gövde çapı 3.9 metredir. Kule merdiveni 84 basamaklıdır. Üzerinde bulunan dört yöne bakan dört saat kadranının çapı 1.5 metre, akrep uzunluğu 70 cm, yelkovan uzunluğu ise 85 cm’dir. Saat kadranının üzerlerinde her yöne bakan çan sesinin uzaklardan işitilebilmesini sağlamaya yönelik dört adet pencere yer almaktadır.Saatin çanı ise Hasan Paşa tarafından özel olarak İstanbul’dan gönderilmiştir.
Kapı üzerinde yer alan Muhammet Nuri Bektaşi (Korman) tarafından yazılan kitabesinde günümüz Türkçesi ile:
Zamanın ulu hakanı cömert Abdülhamit Han’ın
Yüce fermanıyla şanlı Hasan Paşa
Adadı bütün vaktini hayır işleri yapmaya
Başarılı kılsın her dileğini Mevla
Saat Kulesi kısaca seçkin hayratıdır onun
Bol bereketle yapıldı bu şehri etti ihya
Çıkıp kutlu bir zamanda yazıldı kapısına tarih
Bu büyük saati yaptı bak Hasan Paşa’nın lutfu
Çorum müzesi sorumluluğunda ki saat kulesinin ayar ve bakım işleri Çorum Belediyesi tarafından yapılmaktadır. Geçmiş yıllarda etrafında yer alan küçük dükkanlar ve reklam panoları kaldırılmış birkaç defa onarımdan geçerek varlığını en iyi şekilde günümüze kadar sürdürmüştür.
Saat kulesinin inşasını sağlayan Çorum doğumlu 7-8 Hasan Paşa ise asker olarak geldiği İstanbul’da cesareti, gözüpekliği, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile paşalığa kadar yükselmiş olmasına rağmen kendi memleketini unutmadığını icraatlarıyla ispat etmiştir.(İsmail Çal)