Yaramazlık çevresel faktörlerden kaynaklanan bir saldırı davranışıdır. Bu saldırı çoğu zaman vurma, kırma, dökme gibi davranışlardır. Bunu yapmalarının bazı nedenleri vardir. Dikkat çekmek için olumlu tavırlarıyla ilgi göremeyen çocuk huzursuzluk yaşar. Kendinin önemsenmediğini düşünür ve yaramazlığa yönelir. Böylece istediği ilgiyi olumsuz da olsa elde etmiş olur. Ya da anne babaya baş kaldırmak için her anlamda baskıcı olan ailelerde yetişen çocuklar, yaşadıkları sıkıntıyı yaramazlıkla dışarı atarlar. Öç alma fiziksel ya da sözlü şiddete maruz kalan çocuklar, yaramazlık yoluyla çevrelerinden intikam almak isterler. ‘Madem beni sevmiyorlar, o zaman benden nefret etsinler‘ diye düşünürler. Tutarsız aile tutumu da çok etkilidir. Çocuğun iyiliği için koydukları bir kuralı, yine çocuklarına iyilik yapma düşüncesiyle bozarlar. Çocuk bu belirsizlik içinde yaramazlığa yönelerek kendi kurallarını kendi koymak ister. Güven bağının iyi kurulamaması da aynı etkiyi yapar. Bebeklikten itibaren başta anne olmak üzere aile bireyleriyle sağlıklı bir güven bağı kuramayan çocuk, yaşadığı duyguları saldırganlıkla dışa vurur. Anne - babaların yaramaz çocuklarla baş edebilmek için en sık kullandıkları yöntem cezadır. Bu yöntem çok sık uygulanmakla beraber hiçbir zaman çözüm olamamaktadır. Sürekli cezalandırılan çocuk, artık bunu yetişkinlerle bir iletişim şekli olarak düşünür ve tekrarlanmasını ister. Böylece istenmeyen davranış pekişmiş olur. Doğru olan çocuğa tercih hakkı sunmaktır. Bu tarz davranışları yaptığı takdirde çok sevdiği bir şeyden mahrum edileceğini bilmelidir. Örneğin yaramazlık yapması halinde parka gidemeyecektir. Yoksa yaramazlık yaptıktan sonra, ‘senin cezan bu‘ demek bizi hiçbir sonuca ulaştırmaz.