Genel Kurmay Başkanlığı açıklama yapmış;
 
“ 350 atlı birlik ve iki bin kişiyle Türkiye’ye saldırdılar”
 
Nerede?
 
Türkiye-Suriye Hududunda
 
Kime?
 
 2’nci Hudut Alay Komutanlığı Oğulpınar Hudut Karakolu’na
 
Kimler?
 
Kaçakçılar…
 
Yerseniz tabii!
 
Bu güne kadar hangi sınır komşumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınırlarına saldırıda bulunma cesaretini göstermiştir?
 
Bırakın sınır komşumuzu, hangi Ortadoğu ülkesi, ya da Balkan ülkesi böyle bir saldırıya cesaret edebilmiştir?
 
Cumhuriyet tarihinde böyle bir olaya şahit olunmuş mudur?
 
Türkiye bir NATO ülkesidir. Türkiye topraklarına dışarıdan gerçekleştirilecek bir saldırı, NATO topraklarına yapılmış demektir. NATO demek Amerika Birleşik Devletleri (ABD) demek olduğuna göre, bu “kaçakçılar” kelimesi bir şeylerin üstünün örtülmesi için özellikle mi seçilmiştir?
 
Her ne kadar Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, ülkesinin güneyini Suriye Kürtlerine (PYD) bırakmış olsa da, Suriye Arap Cumhuriyeti, devlet statüsünü korumaktadır. Hal böyle olunca da sınırımızdan yapılan bu saldırıda muhatabımız Suriye Hükûmeti değil midir?
 
Sınırımızdan yapılan saldırıya “kaçakçıların saldırısı” demek, olası bir savaşı engellemek için bulunmuş bir kılıf mıdır? Yoksa Türk Milleti’ni uyutmak için bir masal mıdır?
 
Yoksa Suriye sınırımıza yapılan bu saldırı, terör örgütü mensuplarının bir marifeti midir? Yoksa çözüm sürecinin baltalanmaması için bunlar terörist değil, kaçakçı demek zorunda mı kalınmıştır?
 
Yıllardır yazılıp çiziliyor;
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprak bütünlüğü tehdit ve tehlike altındadır.
 
 “Analar ağlamasın!” edebiyatının altındaki tek gerçek budur!
 
Bütün dünyanın gördüğü bu gerçeği, bir tek bizim deve kuşları görmek istemiyor…
 
“Kürtlere bölünme korkusuyla değil birlikte büyüme hayaliyle bakalım” diyenler, kafalarını gömdükleri kumdan kaldırıp artık bu gerçeği görseler iyi olacak. Zira Kürtler, şimdilik birlikte büyümekten yana olabilirler ama zamanı geldiğinde, yeterli güce kavuştuklarında, neden kendi özgür kanatları ile uçmak istemesinler?
 
Birileri, “Kürdistan coğrafi bir bölgeyi tanımlamak için kullanılıyor. Birinci cumhuriyet döneminde, Osmanlı döneminde, Birinci Meclis'te mebusları bile olan bir coğrafi bölgeden bahsediyoruz. Endişelenmeyin, üzülmeyin. Türkiye'de hiç kimse böyle bir bölünme ve parçalanma düşüncesinde değil…” dese de;
 
Tarihin hiçbir döneminde devlet kuramamış, devlet olamamış Kürtler, ellerine geçmiş bu şahane fırsatı, “kardeş olalım, birlikte yaşayalım, birlikte büyüyelim, bize özerklik yeter” diyecek kadar enayi mi ki?
 
Olmadıkları, 350 atlı ve iki bin kişi ile sınırımıza saldırı düzenlemelerinden belli olmuyor mu?
 
Ne dersiniz?