Hemen her fırsatta Osmancık ilçesinin bir Osmanlı kenti olduğunu söyleriz. Özellikle 14. Yüzyıl ortalarından 15. yüzyıla kadar olan dönemde Osmancık’ın devlet yatırımlarından önemli bir pay aldığı, çok önemli ve mamur bir kent olduğu bilinmektedir.
 
            Evet; Osmancık adı gibi gerçekten önemli bir Osmanlı kentidir. 1943 depreminde önemli eserlerin bir kısmının yıkıldığı ve günümüze ulaşamadığı söylenmektedir. Osmanlı eseri olan önemli yapıların kısmen zarar gördüğü söylenebilir. Ancak;  depremde tamamen yıkıldığı iddiası bu güne kadar yok edilen eserlere sahip çıkamamanın verdiği bir savunma ya da avunma mekanizmasıdır. Osmancık için gerçek yıkım 1970 li yıllarda yaşanmıştır. Dönemin belediye başkanının Osmancık’ı modern bir şehir yapacağım iddiası ile başlattığı uygulamalar Osmancık için bir yıkım olmuştur.
 
            Mevcut konum ve mimari korunarak boş alanlara yeni cadde ve yerleşim alanları açmak yerine gerçekten korunması ve sit alanı olarak ilan edilmesi gereken bölgeler yerle bir edilmiş ve caddeler açılmıştır.
 
            Elli yaş ve üzeri bütün Osmancık’lıların hatırlayacağı üzere bugün pek çok yerleşim yerinde bir kültür mirası olarak korunan arastalar Osmancık’ta yok edilmiştir. Anadolu’da Ahilik kültür ve geleneğinin en etkin olduğu tam bir kültür şehri niteliğinde olan Osmancık’ta kasaplar arastası, demirciler ve bakırcılar arastası, semerciler arastası, nalbantlar arastası korunmamış yerle bir edilerek yerlerine   taş ve beton yığını binalar kondurulmuştur.
 
            Çağdaş bir kent kuracağım iddiası ile kentteki bütün Osmanlı izleri silinmiş, mahalle aralarındaki devasa Osmanlı konakları ve hanlar yıkılmıştır. Söz konusu yıkım bununla da kalmamış ilçede Danişmentlilerden, Selçuklulardan ve Osmanlılardan izler taşıyan bütün mezarlar yok edilerek tarih adına utanç verici dramatik bir uygulamaya imza atılmıştır.
 
            Bu bağlamda maalesef bugün kaymakamlık konutunun bulunduğu bölgeden başlayarak Osmancık Lisesi, Cezaevi ve jandarma komutanlığı arkası, pancar bölge şefliği, yeni hükümet konağı ve emniyet lojmanlarının bulunduğu alanlar dahil olmak üzere çok geniş bir arazide yer alan Selçuklu, Danişmentli ve Osmanlı mezarları yok edilmiştir.
 
            Yeni bir mezarlık yaptık, mezarları buraya taşıyoruz gerekçesi ile birkaç gün içerisinde koskoca bir kentin tarihi yok edilmiştir. Bir sabah erkenden belediye hoparlöründen mezarlar asri mezarlığa taşınacak mezarı olanlar gösterilen yere mezarını taşısın anonsu ile uyanan halk panik ile ne yaptığını bilmeden mezarlarını taşıma telaşı içerisine düşmüştür.
 
            Ancak üç, beş ve hatta sekiz asır öncesinden gelen ve mantık gereği hiçbir yakını bulunmayan mezarlar dozerlerle yerle bir edilmiştir. Bu bağlamda Selçuklu’dan, Danişment’lilerden ve Osmanlı’dan izler ve bilgiler taşıyan devasa mezar taşları tarihe gömülmüş ve bazıları da inşaatlarda temel taşı olmaya mahkum edilmiştir.
 
            Osmancık halkının bu yanlışı sorgulama zamanı gelmiştir. Bu yanlışa imza atanlar tarih önünde hesap vermeli ve en azından millet vicdanında sorgulanmalıdır.