Çünkü sıra sana da gelecek… Bugün İlker BAŞBUĞ’un tutuklanmasına pısırıkça tepki verenler, yarınlarda ellerine alacakları mikrofonları dahi bulamayacaklardır. Türkiye’nin en büyük örgütlü sol partisini, ATATÜRK’ün CHP’sini bu hale getirenler, işte asıl onlar tarih önünde hesap vereceklerdir…

Ermeni soykırımını belgelerle yalanlayan İşçi Partisi genel başkanı Doğu PERİNÇEK tutuklanırken neredeydiniz? 12 Eylül referandumundan önce Silivri’ye üç gün boyunca yürüyen kalabalıkların içinde CHP neden yoktu? O günlerde şayet CHP de yürüseydi, Silivri’nin duvarları çoktan yıkılmıştı. Özelikle KILIÇDAROĞLU’nun gelişiyle beraber CHP, adeta bir fosile dönerek atıl vaziyete düşürülmüş bir siyasal parti haline gelmiştir. Hüseyin AYGÜN denilen bir CHP’li milletvekili bozuntusu ATATÜRK’e hakaret edecek ve bu da sineye çekilecek diye yıllar önce söylenseydi, inanamazdık. O nedenle Mümtazer TÜRKÖNE isimli dengesiz bir adamın ATATÜRK hakkındaki çirkin sözlerinden çok da rahatsızlık duymadı bu yeni CHP’liler. Tüm bunları protesto etmek, oy açısından çok daha makul bir kitleye sahip olan İşçi Partisine düştü… Ve yazıklar olsun diyorum sizlere, ATATÜRK’e ve onun kurduğu partiye, laikliğe, devrimlerine siz CHP’liler değil de, İşçi Partililer sahip çıktığı için…

Daha en başından yanlış olarak değerlendirdiğim KILIÇDAROĞLU’nun genel başkanlığa getiriliş biçimi, artık acı meyvelerini vermeye başlamıştır. Bilimi ve aklı devlet yönetimine taşıyan ATATÜRK, bunun tam tersi ithamlara maruz bırakılırken, laik Cumhuriyeti korumakla görevli kurumlar bir bir ortadan kaldırılmakta ve ülkemiz emperyalist ABD’nin koynundaki bir “cemaat liderinin” eliyle yönetilmektedir. Ve üzülerek söylemek gerekir ki bu ülkede mezhepler ve etnik köken üzerinden siyaset yapan partilerin sayısı artmaya başlamıştır. KILIÇDAROĞLU’nun doğudan oy kapmaya çalışırken, batıdan oy kaybettiği açıkça görülmektedir. Terör sorunuyla ilgili olarak oldukça yanlış ve ikircikli söylemlere girilmiş, Atatürkçü çizgiden uzaklaşılmıştır. Yaratılan Dersim kriziyle ilgili olarak dik bir duruş sergilenememiş ve “çakma Gandi” çuvallamıştır…

Kısacası ABD, Orta doğuyla ilgili olarak koyduğu hedeflerine teker teker ulaşırken, bizimkiler hâlâ TSK mensuplarını tutuklamakla uğraşıyorlar. Ve bıktırdınız artık!.. Sizleri büyük bir mide bulantısıyla izlemeye devam etsek bile, sinirlerimizin rutin olarak bozulmasına engel olamıyoruz. Günün birinde, bir sabah uyandığımızda, yine mi biri sözde “ergenekon” veya “terör örgütü” kurmaktan tutuklandı diye haber almaktan illallah ettirdiniz artık. Uludere gündemini değiştirmek için bu defa araya büyük lokmayı aldığınız belli de olsa, hatta Başbakanın hastalığını gizlemek için de olsa, boş işler bunlar. Asla ama asla aklı başında insanları, iğrenç yalanlarınızla kandıramayacaksınız ve tarihteki yerinizi bu faşistçe yönettiğiniz hükümetinizle alacaksınız…

ATATÜRK’ün temellerini akıl ve bilimle attığı bu devleti, bu şekilde yıkamazsınız. Yıkabilmek için, bu ülke insanlarının en az % 35’ini fırınlara atmanız lazım gelir ki, bu da sizleri oldukça zor durumda bırakır. Kaldı ki Nazım HİKMET’in memleket sevgisini anlattığı gibi “sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkarız karanlıktan aydınlığa” diyerek o ateşe yürüyecek babayiğitler de karanlığa gömülmemize müsaade etmeyeceklerdir…