İzmir’de yaşıyorum yurdumuzun bir çok yerinde kişisel ve ticari çekimlerim oluyor. İzmir, İstanbul, Ankara ve Antalya arasında sürekli gidip gelmelerim oluyor...
Röportaj için şimdiden teşekkür etmek istiyorum.
1-Fotoğraf çekilirken nedense kendimizi gülümsemek zorunda hissederiz… Mutluluk oyunu oynuyoruz aslında. Size de öyle değil mi?
1-İnsanların bilinç altına yerleşmiştir, o anı mutlu kılmaları, psikolojileri ne olursa olsun yıllar sonra baktığında o anı o zamanı mutlu anımsamak... İnsancıl bir duygu....
2-Sizce bir fotoğrafı iyi yapan temel unsurlar nelerdir?
2-Önce ışık, kadraj, kompozisyona göre duruş... Bunlar temelidir fotoğrafın. Sonraki aşamalar fotoğrafçının bilgi ve tecrübesi....
3- Sizin için fotoğrafçılıkta asıl önemli olan kişiyi tanıtmak mı sadece, yoksa çalışmalarınızın insanlarda oluşturduğu etkiler mi?
3-Fotoğrafın kişisel mi?, ticarimi? olduğuna bağlıdır, eğer kişi kendine yönelik işle mensupsa öne çıkacak olan nitelikleri ise evet kişiyi tanıtmak.
Bir çok insanların beni tercih ettikleri sebeplerden birisi farklı bir çekim tarzım var. İnsanların farklı yönlerini kendilerinin göremedikleri yönlerini çıkartırım. Buda insanlarda benle ilgili oldukça tercih edilmem için yeterli sebep oluyor....(sıradanlıktan ayrılmama)....
4-Fotoğrafçılık yaşantınızda yaşadığınız en ilginç bir anınızı anlatır mısınız?
4-O kadar çok ki aslında bizler artık insanların ruhlarına kadar girebildiğimiz için neredeyse her şeylerini biliyoruz. Bunu sanatçılarla ilgili değil bir evlilikle ilgili anımı anlatayım.
Bu yazdı, randevulu çalışırım. Herkesin saatine uyma zorunluluğu vardır. Çünkü randevuları ortalama 50 dakikada bir veririm.
Bir cumartesi günü o kadar yoğun randevularım var ki, peş peşe hiç boşluğum yok.
O gün ikinci albüm çekimindeyim, personelimden birisi stüdyodan bana seslendi. Bugün çok yoğunuz. Fakat bakın kapının önünde taksi bekleyen bayan var ya eee  n’olmuş dedim. 3saat sonra randevusu var, gelmez. Nasıl ya dedim, dikkatli baktım evet araç bekleyen elinde pazar fileleriyle duran birisi o değildir dedim. Konuştuk Ali Bey, o dedi. Ee gelemez ki dedim, geleceğini söyledi dedi. Ben çekimime girdim. Fakat aklım o kişide kaldı, evlenecek bir bayan elinde pazar alışverişi yapmış, saçlar dağınık ilgimi çekmişti…
Neyse saatler geçti onlara randevu verdiğimiz saat geldi. Çok ilginç, evet kız gelinlik içiresin de, saçlar başlar çok iyi yapılmış geldiler. Stüdyoda bir şeyler ikram edildi kendilerine. Bende kısa bir aradan faydalanarak dinleniyorum. Personelim Ali Bey, yetişin gelinle damat içeride birbirlerini paralıyorlar. Gelinin saçları makyajları bozulmuş, damadın suratı tırnaklanmış, çizik her yanı, elimizden geleni yaptık bizden sonrada nikahları var. Biz biraz toparlama ve kendileriyle konuşma ile öylede, böylede o kısa süre içerisinde bir çok şeyi başardım. Fakat onların resimleri arşivim de var size de göndermek isterim tam bir filmdi... ANILARIMDAN aklımdan çıkmayanlardan birisiydi.....
5-Kimileri belgesel fotoğraf çeker, kimileri savaş fotoğrafları v.s. Siz bu çizgide mi gitmeyi düşünüyorsunuz?
5- Fotoğrafçının tarzı ve çizgisi olmalı benim çizgim bu çünkü insanların farklı yönlerini keşfetmeyi çok seviyorum. Şunu da belirmeliyim şartlar zor olsa da herkes belgesel çekebilir… Savaş ve bu tip fotoğraflar çekilir. Orada hazır olan objeleri çekiyorsunuz, yönlendirme yapmıyorsunuz. Her şey oldugu şekil. Evet, zor şartlar altında sadece çekim benim ve benle aynı yolda olanların sürekli üretmek, üretmek, üretmek, kompozisyon vs zor olanı benim seçtiğim çokta zevk alarak yaptığımı da söylemeden geçmek istemiyorum…
6-Bunca yıllık fotoğraf çekimlerinizde sizi etkileyen biri oldu mu?
6-Kişilere o yönle o gözle hiç bakmıyorum işim gereği, vizörden baktığınızda içerideki ışık dağılımı loş ve çekici oldugundan aslında anlık elektriktir. Fakat bir kez başıma geldi etkilendim. O da etkisi çabuk geçti hataydı. İşin özü bende insanım benimde duygularım var ama dizgin...
7-İş yaşamında başarı yolunu seçtiniz ama bu yol için nelerden vazgeçtiniz?
7-Eğer işiniz sosyal hayatınızın önündeyse yani işiniz çoksa yaşantınızdan veriyorsunuz gece ve gündüz kavramı oldukça azalıyor. Bir çok insan evlerinde istirahat ederken bizim en yoğun oldugumuz saatler alabiliyor, hayata dair planlar yapamıyorum, kimseye söz veremiyorum. Verdiklerimi de üzülerek gecikerek veya özür dileyerek iptal ediyorum... Senelik izin, tatil asla öyle bir şansım maalesef yok. Ramazan ayı için plan yaparız, işler düşer eğlence, gece hayatı insanlarda biter denilir. Fakat sonrası hazırlıkları oldugu için ramazan aylarında dahi hiç ama hiç boşluğum yok...
8-Hangi ünlünün yerinde olmak isterdiniz?
8-Şuan bulunduğum yerden ve konumumdan çok memnun birisiyim. Dünyaca ünlü markaları çeken bir fotoğrafçı olmak istiyorum.
9-Yalnızlığı mı, kalabalık ortamları mı tercih edersiniz?
9-Bu bir psikolojik bir durum aslında, genelde yalnızlığı pek sevmem ...
10-Hangi konuda zayıfsınız?
10-İnsanları tanıma konusunda çok zayıfım, herkesi insan sanıyorum ve güveniyorum, sürekli zarar görüyorum. Aşırı merhametliğim buda çok zararlı bir durum.
11-Sizce ölümden sonra ne var?
11-( Toprağın altına girdik iş bitti). ELHAM DÜLÜLAH MÜSLÜMANIM. Yeniden bedenler can bulur mu bilemiyorum. Fakat sonsuz bir yaşam ve bu dünyada olmayan eşitliğin orada olacağına eminim. Eğer tekrar diriliş doğruysa, hesap günü doğruysa, zalimlerin, bu dünyayı gün edenin, insanlara sevgisi ile fayda veremeyenlerin, cani gönülden dilerim ki haklarını alsınlar...
12- Mücadele etmek mi çekip gitmek mi sizce?
12-Gitmek zayıf insanların işidir diye düşünüyorum, savaştan kaçmak gibi… Ben mücadeleden yanayım… Savaşçı RUHUM var..
13-Sizce güven duyarak devam mı etmek gerekir yaşama, yoksa her yalandan sonra oluşan hayal kırıklıklarımızı onarmak adına kenara çekilmek mi gerekir?
13-Güven olmadan yaşama devam edemeyiz, bile bile kabul ettiklerimiz vardır. Benim fikrim, hayal kırıklarını yaşarken tamir etmek, kenara çekilip kırılmış hayallerinizi, zaman kayıplarıyla da daha kötü bir hal aldırmanın anlamı yok yani.
14-Bana mutluluğun tarifini yapabilir misiniz?
14-Bunca sahteliğin arasında herkesin oyun oynaması gibi bir şey bence mutluluk.
İyi bir yerde, saygın bir kişilik konum sahibi iseniz,  sağlınız yerinde, maddi bir sıkıntınız yoksa ailenizle birlikteyseniz, bence mutluluktur...
15-Genç yaşta başarılı bir CV’ye sahipsiniz. Tam bir iş koliksiniz. Aile hayatına zaman ayırabiliyor musunuz?
15-Herkesin kendi yaşantısında bir çizgisi vardır. EVET kendime çizdiğim yolda virajlarla karşılaşsam da, yanlış insanlara denk gelsem de, zirve yolunda ilerliyorum… İşimi çok sevmem kendimden ödün vermeme sebep, bu doğru. Ailem çoğu zaman beni işimde ziyaret eder. Özel günlerin haricinde maalesef pek zaman ayıramıyorum.
16-Bulunduğunuz konuma gelene kadar hiç umutsuzluğa kapıldığınız oldu mu?
16-Umut insanı hayata bağlayan en büyük faktördür. Evet umutsuzluklarım da oldu. Kendime şöyle dedim, inceldiği yerden kopar sen bir ekolsün tekrar yaparsın… Allah’ıma çok şükür hiç kopmadım hep fırsatlarım vardı, olmasa da yaratacaklarım vardı....
17-Bir gününüzü anlatır mısınız? Kaç saat uyursunuz, kaçta kalkar neler yapar , neye ne kadar zaman ayırırsınız?
17-Yatış saatim hiç belli değildir, işin durumuna göredir. Sabahları en geç dokuzda işimin başındayımdır. Günün planını yapar olacak çekimlerin son projelerini gözden geçirir. İş dağılımlarını yapar, tüm ekibimle birlikte her gün kahvaltımı yaparım. Ortalama altı saat uyku yetiyor bana. Yemek saatim veya öğle paydosum yoktur. O gün çekimlerim, işlerim uygun bir saatte bitmişse, sanatçı arkadaşlarımın sahne aldıkları yerde yemek yerim. Bu benim için hem yemek, hem de dostları ziyaret etmek oluyor....
18-Yaşantınıza göre asla taviz veremeyeceğiniz değerler var mı? Bu değerler uğruna geldiğiniz noktayı ve hedefleri bir kalemde silebilir misiniz?
18-İnsanlar küçük yaşta nasıl yetişmiş veya yetiştirilmişlerse, hayatlarının sonuna kadar oturmuş tabularının ve kişiliklerin neticesi taviz verip vermeyeceği bir çok şeyler vardır. Sade yaşayan bir ailenin tek oğluyum, çok yoğun baskı altında yetiştirildim. Değerlerimiz sürekli olmam gerektiği yapmam gerekenlerle ilgiliydi. Kişiliğimden asla taviz vermem, bir kişiye söz vermişsem, iş özel, cezası neyse katlanırım zararın her şeyine razıyım… Şuan bulunduğum konumu geldiğim noktaları bir hiçe sayarak en başa döne bilirim....
19-İş yaşamınızda yanlış yaptım dediğiniz ve sonrasında düzeltmeye kalkıştığınız herhangi bir pişmanlığınız oldu mu?
19-Düşerek kalkarak yürümeyi nasıl öğrendiysek, iş yaşantısı da öğle bence. Tabi ki bir çok hatalarım oldu, işin içinden çıkılamayacak kadarları dahi oldu. Çok şükür üstesinden gelebildim...
20-Mesleğinizi en iyi ben olmalıyım düşüncesiyle mi başladınız yoksa bir şeyler yapmalıyım diye mi?
20-Bir şeyler yapmalıyım la başladım. Baktım ki sürekli artan bir referans tablom var. Yaptığım işler sürekli alkış ve taktir alıyor. En iyi ben olmalıyım en iyilerin arasındayım.  Ama yetmiyor. İnsanız neticesinde, yükselmek zirveye oturmak istiyorum.....
AYRICA RÖPORTAJ İÇİN SİZE ÇOK TŞKRLERİMİ SUNUYORUM TUM OKURLARINIZA SAYGI ve SEVGİLERİMİ İLETİYORUM.
GAZETEM VE KENDİ ADIMA BENDE ÇOK TEŞEKÜR EDİYORUM.
SEVGİLER...