Alaca’da Diyanet aracılığıyla Hacca giden hacılar, 4 Ağustos Cumartesi günü yatsı namazından sonra Şıhlar Camii’nde düzenlenen törenle kutsal topraklara uğurlandı.

32 Hacı, Kuar’an-ı Kerim tilavetleri, ilahiler, dualarla kutsal yolculuğa uğurlandılar.

Düzenlenen programda konuşan Alaca Müftüsü Fatih Kaya; “Dinimizin en önemli ibadetlerinden biri olan hac için yolculuk başladı. Bu mübarek daveti nasip eden Yüce Rabbimize hamdolsun. İslâm’ı bize tebliğ eden ve onu en güzel bir biçimde hayatında yaşayarak bize öğreten sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ü selâm olsun. İlk defe hacca giden bir insanın duygularını ancak kendisi anlar, hatta kendisi de sadece yaşar, tam olarak anlatamaz. Her şeyden önce haccın zor bir ibadet olduğunu söylemek gerekir. Diğer ibadetlere benzemiyor. Her bir zorluğu ayrı bir imtihandır" dedi.

Müftü Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Nüfus ve hacı sayısı her sene artıyor. Bunca insanı organize etmek, güvenliklerini korumak ve ibadetlerini huzur içinde yerine getirmelerini sağlamak gerçekten kolay değil. Bu yüzden birçok aksaklığı hoşgörüyle karşılamak lazım. Bu mübarek mekânlar, sıradan yerler değildir. Bu mekânlar, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem'in, Allah'a imanın en büyük mücadelelerinden birini vermiş ve ona tam teslimiyet göstermiş Hz. İbrahim ile Hz. İsmail'in ve ilâhî vahyin son halkası ve kemal noktası olan Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’in peygamberlik davet ve mücadelesini verdiği yerlerdir. Hac eşitlik ve kardeşlik ruhunun zirvede yaşandığı yerdir. Hac, mahşerin bir temsilidir. Her yıl tekrarlanan bu temsilde makamları, mevkileri, sosyal statüleri, ırkları, renkleri ve cinsiyetleri ne olursa olsun hacca gelen bütün Müslümanlar, aynı elbiseler içinde İslâm’ın, insanları bir tarağın dişleri gibi eşit gören temel yaklaşımını temsili olarak gösterirler. Hac’da ortaya konulan eşitlik bilinci, İslâm kardeşliğinin bütün boyutlarını gösteren bir olaydır. Hac nefis muhasebesi yapmadır. İnsanlığımızı ve Müslümanlığımızı sorgulama şeklidir. Allah’ın emir ve yasaklarına, Hz. Peygamberin örnek ahlâkına ne derece uyabildik? İslâm’ın güzelliklerini ne derece hayatımıza geçirebildik? Burada bu sorular üzerinde de bir hayat muhasebesi yapma günüdür.

Hac, sabır ve metanet günüdür. Burada sabır ve metanet yüklenmeliyiz. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

Hac; af, mağfiret, şükür ve zikir günüdür. Onun için Allah’tan af ve mağfiret dilemeli, bütün varlığımızla onu anmalıyız.

Bu bakımdan Allah'tan rahmet ve şefkat dilemeliyiz. İhramlı iken bu bilinç o derece yoğunlaşır ki, artık bırakınız kendi aramızda çekişmeyi ve kırıcı olmayı, diğer canlılara, hatta en küçük bir canlıya ve bir bitkiye bile zarar vermeyi düşünemeyiz.

Hac görevini ifa eden kimselerin Allah katındaki değeri çok yüksektir. Bu sebeple Yüce Allah, onların içtenlikle yapacakları duaları geri çevirmez. Peygamber Efendimiz, "Hac edenler ve umre yapanlar Allah’ın misafirleridir. Allah’a dua eder ve bağışlanma dilerlerse Allah onların dualarını kabul eder ve onları bağışlar." buyurmaktadır.

Yüce Rabbimiz bizi çağırdı, biz de geldik. Şayet o nasip etmeseydi bizler burada olamazdık. Mademki o, bize buralara gelmeyi nasip etti ve bizleri misafiri olarak kabul buyurdu öyleyse inanıyoruz ki misafirlerinin meşru ve samimi isteklerini asla reddetmeyecektir. Çünkü ondan daha iyi misafirlerine ikramda bulunabilecek birisi olabilir mi? İşte bu inanç ve duygularla Yüce Rabbimize yakaralım. Geçmişte bilerek bilmeyerek yaşadığımız manevî kirlerden bizi arındırması için Yüce Mevlâ’mıza niyaz edelim.

Annemiz, babamız, ailemiz ve çocuklarımız, çevremizdeki insanlar, milletimiz ve bütün insanlık için dua etmeliyiz. Herkes için barış, huzur ve mutluluk dilemeliyiz.”

Otobüslere dualarla bindirilen ve uğurlanan hacı adaylarına belediye tarafından özel olarak hazırlanan hediye paketleri belediye görevlilerince takdim edildi.