Ahi sözcüğü Öz Türkçe Akı kelimesinin değişikliğe uğraması ile bu günkü halini almıştır.
Ahiliğin anlamı ise cömert eli açık ve yiğit anlamına geldiği Fransız Türkoloğ Denyy tarafından ifade edilmiştir.
XIII.Yüzyılda ise Ahilik Anadolu'da, Balkanlar'da, Kırım'da Türkler tarafından kurulan esnaf, sanatkâr ve üretici (sanayi) birlikleri ile bu birliklerin uyguladıkları ahlâkî, siyasî, iktisadî, felsefî duygu ve prensipler anlamına gelir.
Ahilik Osmanlı ve Anadolu Selçuklularında  birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilâtlanan sivil toplum kuruluşudur.
Ahiliğin teşkilât yönünü yoğun bir şekilde karşılaştıkları Ahi birliklerinin benzerlerini diğer İslâm ülkelerinde de rastladıklarını söylemektedirler.
Cumhuriyet döneminde de esnaf teşkilatlarının ahilik geleneklerine sahip çıktıkları görülmektedir.
Hak ile Sabır dileyip bize gelen bizdendir, Akıl ve Ahlâk ile çalışıp bizi geçen bizdendir düsturu ile hareket eden ahilik felsefesinin kısmen de olsa Cumhuriyet döneminde sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz.
Türkiye esnaf ve sanatkar odaları federasyonuna bağlı birlikler ve esnaf teşkilatlarının her yıl Eylül ayının 3 haftasında kutladıkları Ahilik haftasının isminin  daha sonra “Ahilik Kültürü Esnaf ve Sanatkarlar Haftası” olarak değiştiğini görüyoruz.
Çorum’da da Çesob ile birlikte bilim sanayi ve teknoloji il müdürlüğünün öncülüğünde yapılan Ahilik kutlamaları az da olsa Ahi kardeş demektir/
Helâl lokma yemektir/ Demiş servet emektir diyen Ahi Evran Hazretlerinin öğretilerini günümüze taşımaktadır.
Ahilik günümüzdede madde ile mananın uyumlu birleşimi olarak ifadesini bulmaktadır.
 Ancak ne acıdır ki Ahilik ve esnaf haftası kutlamaları konusunda geçmişte oldukça tecrübeli olan Osmancık’ın giderek ahilik geleneklerinden bi haber yaşmaya başlaması oldukça üzücü bir tablo ortaya çıkardığını görüyoruz..
!990 lı yılların sonlarında Çıraklık eğitimi merkezi müdürlüğü organizasyonu ile ahilik kültürü ile esnafları tanıştırma etkinlikleri bu gün bir nostalji olarak anılardaki yerini almıştır.
Şed kuşanma törenleri ile usta çırak ilişkisinin yaşatılması Kırşehir Esnaf ve sanatkarlar odaları birliği ile  işbirliği içerisinde Ahilik kültürü ve Ahilik öğretilerinin her geçen günde pekiştirilerek  yaşanması anılarda kalmıştır.
Dönemin Çorum Valisi sayın Mustafa Yıldırım’ın ahilik kültürü ve geleneklerine omuz vermek için Osmancık’a bizzat gelerek programlara destek vermesi ise son derece manidardır.
Sanata yön veren çınarlarımızın meslek ve hayat hikayelerinin ele alındığı ilçenin ilk sistemi dergisi ve süreli yayın olan “Osmancık’ta çıraklık ve mesleki eğitim dergileri ile taçlandırılan ahilik geleneklerinin  gün be gün yok olmaya başladığını da notlarımız arasına eklemekte fayda görmekteyim.
Hatta o dönemde ahilik kültürü ve esnaf ve sanatkarlar haftasının Çorum’a nazaran Osmancık’ta daha etkin kutlandığını ifade etmek bir tevatür değil gerçektir.
Söz konusu dönemde yörenin geleneksel lezzeti olan “Yaprakiçi” yemeğinin dev kazanlarda hazırlanarak binlerle ifade edilen konuklara ikram edilmesi, Çesob başkanlar kurulunun tam takım Osmancık programlarına katılmasını da yapılan etkinliklerin ehemniyeti açısından bilgi olarak sunmakta fayda var.
            Bütün bu etkinlikler çerçevesinde Osmancık halkının ve esnafının gündemine ahilik kültürü ve esnaf haftası girmiştir.
            Dönemin çıraklık eğitimi merkezi yönetimi ile esnaf teşkilatları olan şoförler odası ve esnaf ve sanatkarlar odası yöneticilerinin el ele ve kol kola ahilik öğretileri doğrultusundaki bütün eylemleri mazideki yerini almıştır.
            Ancak  ne acıdır ki aradan geçen yıllarda ilçedeki ahilik kutlamaları ihmal edilmiş ve konunun tarafları ahilik gelenekleri ve kültüründen bi haber yaşamaya başlamıştır.
            Çıraklık eğitimi merkezinin diğer mesleki ve teknik okullarla birleştirilmesi sonucunda sistem öksüz bırakılmıştır.
            Diğer ilçelerde çıraklık eğitimi merkezleri birleştirilmemiş ve sadece Osmancık’ta birleştirilme yoluna gidilmiştir.
            Bu olumsuz tablo dönemin siyasilerine anlatılmaya çalışılmışsa da sağlıklı bir sonuç elde edilememiştir.
            Sonuç olarak gelinen noktada çıraklık eğitimi mevcut bir teknik okulun bünyesinde eritilmiş ve sistem önemsenmeyerek geri planda bırakılmıştır.
            Konu ile ilgili olan sivil otoriteler ise bana dokunmayan bin yaşasın mantığı ile  günü kurtarma çabasında yaşamaya başlayınca Osmancık ahilik kültüründen ve kutlamalarından yoksun yaşamaya mahkum edilmiştir.
            2012 yılının eylülünde Çorum bir haftadan bu yana Ahilik kutlamaları ile yatıp kalkarken Osmancık’ta konunun muhatabı olması gereken sivil otoriteler ve ilgili okullar bırakın program yapmayı  bir çelenk, bir çiçek, bir kutlama, bir mesaj  ve bir ziyareti bile gerçekleştirememiştir.
            İddia etmek gerekir ki konunun muhataplarının ahilik kültürü ve esanaf haftasından haberleri dahi yoktur.  
            Evet; Aradan geçen yaklaşık 10 yılda Osmancık’ta Ahilik geleneğinden gelen Koyunbaba’nın torunlarının  Ahilik kültürü, öğretileri ve gelenekleri  adına çok şey kaybettiğini ifade etmek son derece üzücü bir sonuçtur.
            Evet; İkibinli yılların başlarında solunum cihazına bağlanan Osmancık ahiliği yaşam mücadelesini kaybetmiştir.  
            Allah rahmet eylesin.