Türkiye insanlık için doğal, kültürel ve tarihsel bakımdan hazine değerinde eserlere sahip bir coğrafyayı ifade ediyor. Söze konu değerleriyle Türkiye, kitle turizminde bir cazibe merkezi olmanın yanısıra son yıllarda uluslarası kültür turizm hareketinin merkezi olmak yönünde de kararlı adımlarla yürüyor. Özellikle UNESCO’nun 2018 yılında Türkiye’nin 18. Dünya Mirası olarak tescillediği “Göbekli Tepe” ile ülkede kültür ve tarih turizmine yönelik yeni bir ivme, yeni bir heyacan dalgası yakalanacak görünüyor.

2019 ÇORUM YILI !

“Kimler farkında yada kimler farkında değil” bilemiyorum ama, tarih 2019 Yılını “Çorum Yılı” olarak ilan etti. 1 Ocak 2019 tarihinden 31 Aralık 2019 tarihine kadar Türkiye’de ve tüm dünyada “Çorum Yılı” olarak kutlanacak ve Çorum bir cazibe merkezi haline gelecek. Özellikle Boğazkale yani Hattuşa iç turizm ve dış turizm bakımından değerli bir destinasyon olarak rağbet görecek. Bu çerçevede artan yüksek talebi karşılamak üzere konaklama imkanlarının geliştirilmesi yönünde yeni yatırımlar yapılmaya başlandı ve turizm konaklama kapasitesini 10 kat artırmak için sürdürülebilir çözümler üretiliyor. Bu durum esasen şaşırtıcı değil, çünkü Çorum pek çok değeriyle sadece Türkiye’nin değil Dünya’nın tescilli bir değeri olma niteliğine sahip. Öyle ki; Türkiye’nin 1985 yılında Dünya Mirası listesine giren ilk üç değeri olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, İstanbul'un Tarihi Alanları ve Göreme Millî Parkı-Kapadokya’dan hemen sonra, 1986 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) tarafından Hattuşa yani Boğazkale Dünya Mirası Listesi’ne “Hitit başkenti Hattuşa (Hattusha:the Hittite Capital)” tanımlamasıyla girmeye hak kazanmıştı. Bu kapsamda Hattuşa’nın Çorum’un dolayısıyla Türkiye’nin dünya genelinde tanınırlığına verdiği katkı büyük olmuştur. Gelinen bu noktada Hattuşa’ya sadece 200-300 bin kadar turist gelmişken 2019 yılında turist sayısının on kat artarak 2 milyona ulaşması beklenmektedir. Ayrıca Çorum’un(Hititlerin) tarihteki rakibi olan Kahire’nin(Firavunların) piramitlerini görmek üzere 5 milyon turistin Kahire’yi ziyaret ettiği düşünüldüğünde, Çorum’un da doğru bir strateji ile bir kaç yıl içinde 5 milyon turist sınırını aşacağı tahmin ediliyor.

İKİ BİN 19 Çorum’u tanımlıyor!

Yukarıda kaleme alınan satırlar tahmin edeceği gibi gerçekleşmesi arzu edilen temenniler niteliğindedir. Bugün ne yazık ki aynı tarihi dönemde hükümranlık sürdürmüş, rakip olmuş, savaşmış, tarihin ilk yazılı barış antlaşmasını imzalamış iki büyük krallığının başkentleri olan Çorum ve Kahire; tanınırlık, turizme konu olmak ve turizm gelirleri bakımından benzer performansa sahip değildir. Buna göre basit bir karşılaştırma yapıldığında Piramitler’e gelen turist sayısı, Hattuşa’ya gelen turist sayısından 20-25 kat daha fazladır. Burada çok kolay bir yol olarak Firavun krallığının merkezi olan Kahire’nin 5 milyonu bulan turist sayısına ulaşmasındaki başarı hikayesi dikkatle ele alınarak, Hitit krallığı’nın başkenti olan Hattuşa’nın en az Piramitlere(Kahire’ye) gelen turist sayısı kadar büyüklüğe nasıl ulaşabileceğine yönelik çözümleme yapmak gerekmektedir. Bu kapsamda 2019 yılının Hattuşa ve dolayısıyla Çorum’un tanıtımı için çok önemli çalışmaların yürütüleceği bir yıl olarak dikkate alınması yukarda belirtilen temennilerin gerçekleşmesi yönünde mesafe alınmasına katkı sağlayacaktır.

Hititler neden önemli?

Hattuşa yüzlerce yıl Hititlere başkentlik yapmış ve Hititler Firavunlar ile aynı dönemde tarih sahnesinde yer almıştır. Hatta söze konu iki krallık karşı karşıya gelerek savaşmış ve tarihin ilk yazılı barış antlaşması bu savaş sonunda Kadeş Antlaşması imzalanarak son bulmuştur. Burada Kadeş antlaşmasının bile tek başına Hattuşa’ya önemli bir tanınırlık avantajı sağlamakta olduğu açık bir gerçekliktir.

Söz konusu antlaşmanın, romanlara konu edilen ve bunun da etkisiyle dünya genelinde tanınan 2.Ramses (ve Hitit kralı 3.Hattuşili) tarafından imzalanmış olması ve Firavun krallığının Kahire’de bulunan piramitlerin etkisiyle oluşan turizm hareketine konu olması da önemlidir. Yine konuya değer katan bir başka taraf ise; Hitit kralı 3.Hattuşili’nin galip çıktığı savaş sonrasında (MÖ.1269 tarihinde) 2.Ramses ile imzaladığı Kadeş antlaşmasının Boğazkale(Hattuşa)’de bulunan çivi yazılı tabletinin büyütülmüş bir kopyasının halen New York’ta Birleşmiş Milletler Binasında asılı bulunması ve sergilenmeye devam etmesidir.

Yukardaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi; Hitit dönemi ve Firavun Krallığı ile olan ilişkiler Çorum’un ve Türkiye’nin tanınırlığının artmasına ve imajına büyük katkı yapma potansiyelini ifade etmektedir.

Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinin Değeri!

Günümüz kültürünü şekillendiren Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin Çorum için en az Hitit dönemi kadar önemli olduğunu belirtmek gerekir. Öyleki Çorum kadim bir Osmanlı şehridir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda Türk-İslam kültürü eserinin bulunması o dönemdeki isimlendirmeyle Çorum sancağını anlamlı kılmakta ve bugün Çorum’un bir “marka şehir” olmasına ortam hazırlamaktadır. Bu durum iç turizm kadar dış turizme de konu olabilecek önemli kültürel ve tarihi değerlere karşılık gelmektedir.

Neden 2019 Yılı Çorum Yılı Olmalı!

2019 yılının Çorum Yılı olarak ilan edilmesi için dikkate alınabilecek iki önemli araç ve fırsat bulunmaktadır.

İlk olarak; özellikle Çorum’un trafik plaka numarası olan 19’dan hareketle 2019 yılını Çorum Yılı ilan etmek ve yıl boyunca iç ve dış tanıtımda yüksek bir motivasyon ve sinerji yakalamaktır.

İkincisi ise; 2019 yılının Hattuşa’nın UNESCO Dünya Mirası listesine girişinin 33.yılı olmasıdır. Bu ise özellikle uluslararası alanda Çorum Yılı ilan etmeyi anlamlı hale getirmektedir.

Her iki gerekçeyle başlatılacak olan böyle bir girişim hem Çorum’un tanınırlığına, hem de uluslararası düzeyde Türkiye’nin kültür ve tarihsel derinliğinin fark edilmesine büyük katkı yapacaktır.

Hatırlanacağı gibi; geçen yıl 2018 Yılı Çanakkale Troya Yılı olarak ilan edilmiş ve burada gerekçe olarak Troya’nın UNESCO’nun Dünya Mirası listesine girmesinin 20. Yılında olunması gösterilmişti. Bu kapsamda içinde bulunduğumuz 2018 yılında Troya’nın UNESCO_Dünya Mirası listesinde yer almasının yirminci yılını kutlayan Çanakkale, Truva’nın 20. yıldönümü etkinlikleriyle kayda değer tanıtım faaliyetleri gerçekleştirmiş bulunuyor ve gerçekleştirmeye devam ediyor.

Ne yapmak gerekiyor?

Çanakkale örneğinden hareketle; Çorum’a gönül veren kamu-özel ve sivil toplumdan oluşan paydaşlar; 2019 yılında Hattuşa’nın UNESCO Dünya Mirası listesine girişinin 33.yılı olmasını dikkate alarak bir strateji geliştirebilir, hatta geliştirmelidir. Böylece Türkiye ile Dünya ölçeğinde 12 aya yayılacak kültür, sanat, bilim gibi alanlarda etkinlikler düzenlenebilir ve sürdürülebilir projeler hazırlayıp yürütülebilir.

Bu çerçevede bir öneri olarak; Çorum’a gönül veren paydaşlar ve yöneticiler tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği yapılarak vakit kaybetmeksizin 2019 yılının “Çorum Yılı” olarak ilan edilmesi yönünde girişimde bulunulması yararlı olacaktır. Bu çerçevede 2019 yılı Çorum Yılı olarak ilan edildiğinde; yıl boyunca güzel ve kadim Çorum’un sahip olduğu değerler üzerinden tanıtılması sağlanacak, Türkiye Turizm Staratejisine uygun olarak iç-dış turizmin geliştirilmesine ve çeşitlendirilmesine yönelik tanıtım çalışmaları hızlanacak ve ülkemize büyük yararlar sağlayacak bir kültür ve turizm hareketi hayat bulmuş olacaktır.