Heyecan, umut,neşe, keder hepsi birbirine girmiş. Siyasi değil, toplumsal bir yönden ”KOLTUK” nedir, ne değildir bir inceleyelim dedim, kendi kendime !..
Koltuk, insanların oturmasına yarayan bir mobilya türüdür… Bu genel tanımı…
Bir de yardımcı olmak,desteklemek manasına gelen “koltuk çıkmak” deyimi vardır…
Sonra “koltuk meyhanesi” vardır… Bir de “antika koltuklar” vardır…
Hani adamın biri Paris’te “Louvre Müzesini” gezerken yorulmuşta orada gördüğü bir koltuğa oturuvermiş… Hemen müze bekçisi yaklaşmış yanına ”Aman” demiş,”Lütfen kalkın bu koltuktan, bu 16.Lui’nin koltuğudur”… Adam bön bön bakmış,”Boş ver yahu” diye sırıtmış, ”Aldırma gelince kalkarım…”
Her halde adamın koltuk merakı yorgunluktan ileri geliyormuş. Ama kalkmış sonunda koltuktan, 16.Lui’nin gelmesini beklemeden…
Nedense 16. Lui’nin koltuğu pek ünlüdür… Tıpkı matmazel Noralya’nın koltuğu gibi…
Yeni zengin, sonradan görme birisi antikacı dükkanına gitmiş, 16. Lui koltukları ünlü ya bir tane almış eve gelmiş… Evin hanımı da biraz şişman,olur ya… Sığmamış koltuğa… Adam hemen açmış telefonu antikacıya,”Kardeşim” diye söylenerek,”Bu 16. Lui bizim hanıma biraz küçük geldi. Yanlardan sıkıyor, hani şöyle şunun birkaç numara büyüğü, 17. veya 18. Lui’si yok muydu acaba?”
Antikacı’nın ne yaptığı bilinmiyor…
“Koltuk altı” ile “Hasır altı” arasındaki bağlantıyı da unutmamak gerekir…
Bazı işler koltuk altından, bazıları da ise hasır altından yürütülür…
Sonunda kimisi omuzlanır, kimisi koltuklanır… Bunlara söz yok… Amaaa…
Bir gün gelir ki- ve - en tehlikelisi de “KoltuK Kayması’dır…"
“Olmaz olmaz” demeyin;”Olmaz olmaz… (”Olur mu? Olur !..)
İYİ SEYİRLER…